Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/14232 E. 2015/10226 K. 10.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14232
KARAR NO : 2015/10226
KARAR TARİHİ : 10.09.2015

MAHKEMESİ : ALANYA KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ….Köyü çalışma alanında bulunan, temyize konu, 181 ada 1, 249 ada 3, 241 ada 15 ve 256 ada 36 parsel sayılı 10.351.40, 2.887.69, 2.453.96 ve 3.834.16 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 181 ada 1 ve 249 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı … oğlu ….., 256 ada 36 parsel sayılı taşınmaz aynı nedenlerle ölü olduğu tutanağın beyanlar hanesinde belirtilerek… oğlu ….., 251 ada 15 parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve satış nedeniyle … oğlu ….. adına tespit edilmiştir. Davacı ….. 249 ada 3 ve 251 ada 15 parsel sayılı taşınmazların amcaları … kendisi,… ve …. ile müştereken alındığını 1/3 payının adına tescilini, 181 ada 1 ve 256 ada 36 parsel sayılı taşınmazların da müşterek murisi… oğlu… intikal ettiğini ve terekenin taksim edilmediğini ileri sürerek tüm mirasçılar adına, davacı … oğlu ….. 181 ada 1, 249 ada 3, 251 ada 15 parsel sayılı taşınmazların amcaları … kendisi….. ile müştereken alındığını 1/3’er paylı olarak bu üç kardeş adına, Davacılar . …..,…. çekişme konusu 181 ada 1, 249 ada 3 ve 251 ada 15 parsel sayılı taşınmazların müşterek muris… intikal ettiği ve terekenin taksim edilmediği iddiası ile Hüseyin mirasçıları adına, davacı … 256 ada 36 parsel sayılı taşınmazın muris babası … aitken 1968 de kendisine sattığı iddiası ile adına tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın …… ve …. yönünden kabulüne, diğer davacılar yönünden kısmen kabulüne, çekişme konusu 249 ada 3 ve 251 ada 15 parsel sayılı taşınmazların 1/3’er paylı olarak Hasan, Murat, ….. adlarına, 256 ada 36 parsel sayılı taşınmazın davacı ….. adına, 181 ada 1 parsel sayılı taşınmazın payları belirtilmek sureti ile muris … oğlu ….. mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı … oğlu ….. tarafından temyiz edilmiştir.
1- Hükmü temyiz etme hakkı, temyizde hukuki yararı bulunmak kaydıyla davanın taraflarına ve aleyhine hüküm kurulan üçüncü kişilere aittir. Somut olayda; hükmü temyiz eden davalı … oğlu ….. çekişme konusu 251 ada 15 parsel sayılı taşınmazın tespit maliki olmayıp bağımsız hak talebi ile çekişmeli taşınmazlar hakkında açılmış bir dava ya da yargılama sırasında eldeki davaya katılma talebi de bulunmadığı gibi, aleyhine bir hüküm de kurulmamıştır. Hal böyle olunca; davanın tarafı olmayan, hükmü temyizde de hukuki yararı bulunmayan … 251 ada 15 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz inceleme isteminin REDDİNE,
2- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Hüseyin çekişme

konusu 181 ada 1 ve 249 ada 3 parsel sayılı taşınmazlara yönelik yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle bu taşınmazlar yönünden usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
3- Davalı… 256 ada 36 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince; mahkemece; çekişmeli taşınmazın davacının dayanak vergi kaydının kapsamında kaldığı ve davacı lehine zilyetlikle edinme koşulları oluştuğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davacı …. çekişme konusu taşınmazın babası adına vergi kaydı olduğu ve taşınmazın babası tarafından kendisine satıldığını, davalılar murisinin taşınmazı akrabalık ilişkisinden kaynaklı olarak bedelsiz kullandığını bir müddet sonrada kendisine kira ödediğini ileri sürmüştür. Davalı taraf ise taşınmazın kendi murisleri tespit maliki Hüseyin oğlu… ait olduğunu, zilyetliğin malik sıfatı ile sürdürüldüğünü davacı tarafın zilyetliğinin bulunmadığını savunmuştur. Şu halde taraflar arasındaki ihtilaf çekişme konusu taşınmazın davacının tutunduğu vergi kaydının kapsamında kalıp kalmadığı ve davalılar murisinin zilyetliğinin malik sıfatı ile mi, yoksa akrabalık ilişkisinden kaynaklı bedelsiz kullanım ve sonrasında kiracı sıfatından kaynaklı fer’i zilyetlik mi olduğu noktasındadır. Ne var ki, mahkemece davacı tarafın tutunduğu 1944 tarih ve 133 tahrir numaralı vergi kaydı yöntemince uygulanmamış, taşınmazı davalılar murisi… asli zilyet mi yoksa fer’i zilyet olarak mı kullandığı hususlarında alınan beyanlarda çelişkili olup uyuşmazlığın çözümü için yeterli değildir. O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle çekişme konusu taşınmaza dıştan komşu taşınmazların tespit tutanakları ve dayanakları kayıtlar getirtilmeli, bundan sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi, tutanak bilirkişilerinin tümü, tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıklar hazır olduğu halde taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, vergi kaydının kapsamı sabit sınır yerleri esas alınarak yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, sözü edilen vergi kaydında tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye kayıtlarda tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, uygulamaya ilişkin yerel bilirkişi ve tanık sözleri, dıştan komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve dayanakları kayıtlarla denetlenmeli, bu yolla dava konusu taşınmazın davacı tarafın tutunduğu vergi kaydının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız saptanmalı, zilyetlikle birleşmeyen vergi kaydına, mülkiyet belgesi niteliğinde olmadığından değer verilmesinin mümkün bulunmadığı göz önüne alınarak taşınmazın öncesinin kime ait olduğu kimden kime kaldığı, davalılar murisinin davacının babası ile akrabalık ilişkisinin bulunup bulunmadığı ve bu ilişkinin niteliği nüfus kayıtları, yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile saptanmalı, yine taraflar arasında kira akdi ilişkisinin olup olmadığı hususları tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenerek davalılar murisinin taşınmazdaki zilyetliğinin asli zilyetlik mi yoksa fer’i zilyetlik mi olduğu hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı ayrı ayrı bilgi alınarak davalıların ekonomik amaca uygun malik sıfatı ile zilyetlikleri olup olmadığı ve süresi belirlenmeli; tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları ile yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında aykırılık bulunduğu takdirde tespit tutanağı bilirkişileri de taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenerek, çelişki giderilmeli, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 10.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.