YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14100
KARAR NO : 2014/10960
KARAR TARİHİ : 30.09.2014
MAHKEMESİ : DEMİRCİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2013
NUMARASI : 2012/52-2013/204
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu K.Köyü çalışma alanında bulunan .. ada .. parsel sayılı 24.742,95 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle M. D.adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine vekili, çekişmeli taşınmazın dere yatağı olduğu iddiasına dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; davalı tarafın dayanağı olan tapu kaydının 3 hudut itibariyle .. ada .. parselin bulunduğu davalı taşınmazı kapsadığı ve dava konusu taşınmazın dere yatağında bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; davalının dayanağı olan tapu kaydı tesisinden itibaren getirtilmemiş, bahsi geçen tapu kaydının batı hududun devlet şosesi okumasına rağmen çekişmeli taşınmazın bulunduğu alanda kamulaştırma çalışması yapılıp yapılmadığı sorulmamış, tapu kaydının doğu ve güney hudunu dere okuması nedeni ile gayrı sabit hudutlu olduğu hususu göz önünde bulundurulmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için; Mahkemece, öncelikle dava konusu taşınmazla ilgili kamulaştırma işlemi yapılıp yapılmadığı sorulmalı, böyle bir işlem yapılmış ise kamulaştırma işlemine ilişkin tüm evrak ve özellikle kamulaştırma haritası ile varsa çekişmeli taşınmazın ifrazına ilişkin evrak bulunduğu yerden getirtilmeli, davalının tutunduğu Haziran 1964 tarih ve 11 sıra numaralı tapu kaydı tesisinden itibaren tedavülleriyle birlikte getirtilip dosya ikmal edildikten sonra, mahallinde yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ile jeolog, ziraat bilirkişisi ve fen bilirkişisi katılımıyla keşif yapılmalıdır. Taşınmazın başında yapılacak keşif sırasında, eğer kamulaştırma yapılmışsa, kamulaştırmaya konu alanın kapsamı haritasına göre belirlenerek çekişmeli taşınmazın kamulaştırma yapılan alanda kalıp kalmadığı belirlenmeli, davalının tutunduğu tapu kaydı oluşumundan itibaren tedavülleriyle birlikte okunup sınırları yerel bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmeli, bilirkişilerin gösteremediği sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, davalının dayanağı tapu kaydının dere sınırı itibari ile gayri sabit hudutlu olduğu göz önünde bulundurularak, batıdaki sabit sınırı esas alınmak sureti ile tapu kaydının kapsamı belirlenmeli, bu belirleme yapılırken taşınmazın ifraz görmesi durumunda müfrez kaydın kapsamının kök tapu kapsamında kalacağı göz önünde bulundurulmalı, fen bilirkişisinden yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırları haritasında işaret etmesi istenilmeli, dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan davaya konu edilen taşınmazların niteliği, intikali ve tasarrufu hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, davalının dayandığı tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görüp görmediği yöntemince araştırılmalı, şayet revizyon gördüyse revizyon gördüğü parsellere ait onaylı tutanak örnekleri, tutanakları kesinleştiyse tapu kayıtları getirtilmeli, jeolog ve ziraat bilirkişisinden oluşacak bilirkişi kurulundan taşınmazların öncesinin dere yatağı olup olmadığı, dere ile aralarında kot farkı bulunup bulunmadığı ve özel mülke konu edilip edilemeyeceği hususunda ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, teknik bilirkişiye uygulanan tapu kaydının ve varsa kamulaştırma haritasının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece eksik inceleme, araştırma ve uygulamaya dayalı olarak karar verilmiş olması isabetsiz olup; davacı Hazinenin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 30.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.