YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14089
KARAR NO : 2014/11360
KARAR TARİHİ : 16.10.2014
MAHKEMESİ : POZANTI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2013
NUMARASI : 2012/242-2013/30
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 29.04.2014 gün ve saatte temyiz eden Hazine vekili Avukat …, M.. S.. vs. vekili Avukat…geldiler. Aleyhine temyiz istenilen taraftan gelen olmadı. Gelenlerin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamalar dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
1997 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında …….Mahallesi çalışma alanında bulunan 340 ada 2 parsel sayılı 2.104,36 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar murisi A.. A.. adına tespit edilmiş, komisyon tutanağı ile 6831 sayılı Yasa’nın 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B maddesi kapsamında kalması nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı belirtilerek, üzerindeki muhdesatların beyanlar hanesinde gösterilmesi suretiyle davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, bilahare yapılan güncelleme çalışmalarında üç kısma ifraz edilerek 340 ada 18, 19 ve 20 parsel numaraları verilerek, 340 ada 20 parsel sayılı 1.592,66 metrekare yüzölçümlü taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine “Ali evlatları M.. A.., N.. Ç.., ile A… evlatları E.. Y.., E.. A.., B.. A..kullanımındadır” şerhi verilmiştir. Davacı A.. K.. ve arkadaşları, taşınmazın 1999 tarihinden bu yana kullanımlarında olduğu iddiasıyla adlarına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmışlardır. Mahkemece; yapılan yargılama sonunda davacıların dava konusu 340 ada 20 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine davacıların kullanıcı olduklarına ilişkin durumun şerh edilmesi talebinin reddine, 340 ada 20 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi B.. A….nun 07.01.2013 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen içerisinde 90 m2 zemin oturumlu betonarme binanın A.. K..; (B) harfi ile gösterilen içerisinde basit baraka yapının bulunduğu kısmın M.. S..; (C) harfi ile gösterilen içerisinde 70 m2 zemin oturumlu tek katlı yapının bulunduğu kısmın G.. Ö..; (E) harfi ile gösterilen içerisinde saç barakanın bulunduğu kısmın İ.. S.. kullanımında olduğunun tespitine, F.. T..’un kullanım durumunun ispat edilememesi sebebi ile buna ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar A.. K.. ve arkadaşları vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; tapu kaydının beyanlar hanesinde kullanıcı olarak görülen hak sahibi veya mirasçılarının davacılara bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce veya sonra noter tarafından düzenlenecek muvafakatname vermesi halinde akdi halef olarak hak sahibi olmaları mümkün olabileceği, davacılar tarafından böyle bir belge ibraz edilmediğinden kullanım durumunun tapu kaydının beyanlar hanesine şerh verilmesi talebinin reddine, davacılar 6292 sayılı Yasa kapsamında dava konusu taşınmazı satın almak için dava açtıklarından “çoğun içinde az da vardır” kuralı gereğince taşınmazın davacılar A.. K.., M.. S.., G.. Ö.., İ.. S.. kullanımında olduğunun tespitine, F.. T..’un kullanım durumu ispat edilemediğinden buna ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir. Dava, 2/B madde uygulaması nedeniyle Hazine adına tespit ve tescil edilen taşınmazın beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhine yönelik olarak açılmış olup kullanım kadastrosuna ilişkindir. Ancak 1997 yılında yapılıp 1999 tarihinde kesinleşen tesis kadastrosunda A..A.. lehine kullanıcı şerhi verilmiş, davacılar tarafından bu şerhin hatalı olduğu belirtilerek 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü süre geçtikten sonra 2011 yılında yapılan güncellemeden sonra dava açılmıştır. Güncelleme işlemine karşı açılacak davalarda önceki zilyetten gelen hakka dayanılması, başka bir ifade ile davacıların önceki zilyedin irsi ya da akdi halefi olduklarını ileri sürüp, kanıtlamaları zorunludur. Dava dilekçesinde belirtilen şekilde iddiada bulunulmadığı gibi, yargılama sırasında da böyle bir husus iddia ve ispat edilmemiştir. Hal böyle olunca mahkemece, şerhe ilişkin talebin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacıların temyiz itirazları yerinde değildir. Ne var ki, mahkemece, davacıların, tapu kaydının beyanlar hanesinde adlarına kullanım şerhi verilmesine ilişkin talepleri reddedildiği halde, çelişkiye neden olacak şekilde zilyet olduklarının tespitine karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 1100.00 TL vekalet ücretinin aleyhine temyiz olunan taraftan alınarak duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren Hazineye verilmesine,
16.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.