Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/14064 E. 2015/2655 K. 24.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14064
KARAR NO : 2015/2655
KARAR TARİHİ : 24.03.2015

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ….. Köyü çalışma alanında bulunan 156 ada 16 parsel sayılı 12.051,78 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kadimden beri malik sıfatıyla zilyet olması nedeniyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı …, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli 156 ada 16 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali davacı … adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, dava konusu 156 ada 1 parsel sayılı taşınmazın öncesinin 157 ada 1, 2 ve 3 sayılı parsellerle bütün olduğunu, sonradan yol geçirilmekle iki ayrı adaya ayrıldığını, 156 ada 1 sayılı parselin de dava dışı parseller gibi tarım arazisi olduğunu; dedesinden annesine kaldığı halde 1994 yılında Hazine tarafından alınarak annesinden ecrimisil karşılığı dava dışı ….’a kiraya verildiğini, oysa taşınmazın kendisine ait olduğunu ileri sürmüştür. Hazine ise dava konusu taşınmazın Hazineye ait olduğunu davalının zilyetliği bulunmadığını savunmuştur. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık, taşınmaz üzerinde davacı taraf yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip, gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece davacı lehine kazanma koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, keşifte dinlenilen yerel bilirkişiler beyanlarında ağırlıkla taşınmazın öncesinin davacının babasına ait olduğunu, ancak daha sonra Hazinenin 20 yıllığına ….’a kiraladığını, …………’ın 3-5 yıl kullandıktan sonra ölümü üzerine burayı davacının ekmeye başladığını belirtmişler, yerel bilirkişilerden Durmuş Kocadayı …………’ın sağlığında ……’in kullandığını beyan etmiştir. Davacı tanıkları ise taşınmazın öncesinin davacının babası Kamil’e ait olup, daha sonra Hazineden 20 yıllığına kiralayan …………’ın taşınmazı 15-20 yıl kullandıktan sonra vefat ettiğini, ondan sonra davacının ekip biçmeye başladığını belirtmişlerdir. Taşınmazın önceki zilyedinin davacının babası Kamil olduğu dosya kapsamı ile belirlenmiştir. Davacının dava dilekçesindeki ve yargılama aşamalarındaki beyanlarından babasının kullanımının 1994 yılında Hazineye terk edilmekle sona erdiği, bundan sonra ecrimisil karşılığı ….’ın zilyet olduğu anlaşıldığına göre, miras hakkına dayanması mümkün olmayan davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğundan söz edilebilmesi için …………’dan sonra başlayan zilyetliğinin kadastro tespitine kadar 20 yıla ulaşması zorunludur. Her ne kadar …………’ın ne kadar süreyle taşınmazı kullandığı, zilyetliğin davacıya ne zaman geçtiği konusunda beyanlar arasında doğan çelişki giderilmemiş ise de, kadastro tespitinin 2007 yılında yapıldığı ve bizzat davacının beyanı ile murisin önceki zilyetliğinin 1994 yılında Hazineye terk edilmekle kesilmiş olduğu anlaşıldığına göre, davacının zilyetliğinin başlangıcının her koşulda tespite dek 20 yıla ulaşmadığı kuşkusuzdur. Bu durumda davacı lehine edinme koşullarının gerçekleştiğinden söz edilemeyeceğine göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, Hazinenin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 24.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.