Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/13798 E. 2014/11657 K. 21.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13798
KARAR NO : 2014/11657
KARAR TARİHİ : 21.10.2014

MAHKEMESİ : FETHİYE 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2013
NUMARASI : 2013/266-2013/1010

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında ….. Köyü çalışma alanında bulunan 5732 parsel sayılı 2125,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, edinme sütununda 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığından söz edilerek, kadastro tutanağının beyanlar hanesine M..oğlu A..Y..ı’nın zilyetliğinde olduğu şerhi verilerek tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş; kadastro tespitine itiraz sonucunda ise Kadastro Mahkemesince davanın reddine ve çekişmeli taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesi üzerine hüküm kesinleştirilerek tapuya tescil edilmiştir. 2009 yılında yapılan güncelleme çalışması sonucunda ise, çekişmeli taşınmazın kullanıcısının bulunmadığı belirtilmiştir. Davacı M.. Y.. ve arkadaşları, çekişmeli taşınmazın miras bırakanları İ.. Y..’dan miras yoluyla intikal ettiğinden söz ederek, İ.. Y.. mirasçıları lehine zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle dava açmışlardır. Yargılama sırasında Y.., İ..ve S.. Y.., çekişmeli taşınmazın kendilerinin zilyetliğinde olduğu iddiasıyla davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen kadastro tutanağına karşı, güncelleme çalışması sonucu oluşan tapu kaydının beyanlar hanesine davacı tarafın fiili kullanıcı olduğu şerhinin yazılması istemine yöneliktir. Bu nitelikteki davalar, kayıt maliki Hazineye ve varsa lehine kullanım şerhi olan kişilere karşı fiili kullanım iddiasının ispat yükümlülüğünü içerdiği ve zilyetliğin korunması davasından farklı olarak tapu kaydının beyanlar hanesinde esaslı değişiklik yapılması sonucunu doğurduğundan çekişmesiz yargı işi olarak kabul edilemez. Bu durumda 6100 sayılı Yasa’nın yürürlük gününden sonra açılmış olması nedeniyle davaya bakmak Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girmemektedir. 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi gereğince mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup; bu hususun mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir. Hal böyle olunca mahkemenin görevsizliğine ve görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 21.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.