YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13782
KARAR NO : 2014/11144
KARAR TARİHİ : 13.10.2014
MAHKEMESİ : FETHİYE 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/05/2013
NUMARASI : 2013/568-2013/665
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında …… Köyü çalışma alanında bulunan 5284 parsel sayılı 14.011 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve B… oğlu M.. K..’ın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak ev ve tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiş 3402 sayılı Kadastro Yasası’na 5831 sayılı Yasa’nın 8. maddesi ile getirilen Ek 4. madde kapsamında yapılan güncelleme çalışması sırasında beyan hanesi aynı şekilde korunarak Hazine adına tescil edilmiştir. Davacı İ.. B.., taşınmazın bir bölümünün kendi kullanımında olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesine, taşınmazın 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün davacı İ.. B..’nin fiili kullanımında bulunduğu şerhinin yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Sulh Hukuk Mahkemesince, eldeki dava zilyetliğin korunması ve tespiti isteminde olduğu nitelendirilerek davanın esası hakkında yargılama yapılarak karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dava, 3402 sayılı Yasa’nın Ek-4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosuna ve kullanıcı şerhine ilişkindir. 3402 sayılı Yasa’nın 5831 sayılı Yasa ile eklenen Ek 4/1. maddesi “6831 sayılı Orman Kanunu’nun 20.6.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi ile 23.9.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunu’nun 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edileceği hükme bağlanmıştır. O halde, kullanım kadastrosuna itiraz davalarında davacı tarafın Hazineye ve varsa kullanıcılarına karşı ispat yükümlülüğü nedeniyle husumetin, tespit maliki Hazine ile birlikte varsa tutanağın beyanlar hanesinde lehine kullanıcı şerhi verilen kişi ya da kişilere yöneltilmesi zorunlu olup, özen gösterilmediği takdirde hak sahipliğinin değişikliği sonucunu doğuracak bu tür davaların çekişmesiz yargı işi olduğundan söz edilemez. Somut olayda; tapu kaydının beyanlar hanesinde zilyetlik şerhi sahibi M.. K.. mirasçıları taraf gösterilerek davacı taraf lehine kullanıcı şerhin verilmesi istemiyle Sulh Hukuk Mahkemesinde eldeki dava açılmıştır. Hal böyle olunca, kesinleşen güncelleme işlemine karşı açılan eldeki davada, genel mahkemelerin görevinde olduğu konusunda kuşku bulunmadığı gibi; davacı tarafın, Hazineye karşı ispat yükümlülüğü bulunduğu dikkate alındığında eldeki dava, çekişmesiz yargı işi de olmadığından Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevine girmemektedir. Başka bir ifadeyle, güncellemenin kesinleştiği ve davanının çekişmeşiz yargı işi de olmadığı gözetildiğinde eldeki davada görev, genel mahkeme sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesine ait bulunmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereğince mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re’sen gözetilmesi gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 13.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.