Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/1369 E. 2014/4334 K. 14.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1369
KARAR NO : 2014/4334
KARAR TARİHİ : 14.04.2014

MAHKEMESİ : POLATLI 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2013
NUMARASI : 2010/265-2013/368

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı T.. K.., K.Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında imar ihyaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 11155.26 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın davacı T.. K.. adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın özel mülkiyete konu tarım arazisi niteliğinde bulunduğu ve davacı T.. K.. lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz 1950 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık alan vasfıyla tespit dışı bırakılmıştır. Bu nitelikteki yerler ancak imar-ihya yolu ile kazanılabilir. Ziraatçi bilirkişi raporu imar-ihya olgusunun değerlendirmesi bakımından son derece yetersiz kalmaktadır. Diğer yandan taşınmazın dava tarihinden önceki 1995, 1990 ve 1985 tarihli hava fotoğraflarında hangi nitelikte olduğu tespit edilmemiştir. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, dava tarihinden geriye doğru en az 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığı’ndan, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise, İl Kadastro Müdürlüğü’nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, taşınmaz başında fen bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime, nasıl intikal ettiği, imar ihyaya ne zaman başlanılıp tamamlandığı, tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde belirtilen sürenin geçip geçmediği, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu taşınmazlara ait dayanak kayıtların bir bölümünün nizalı taşınmaz yönünü tepe olarak okuduğu dikkate alınarak eğimi belirlenmeli, jeodezi ve
fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde streoskopik inceleme yaptırılmalı, ziraat bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın belirtilen dönemler içindeki niteliği ile kullanım durumunu kesin olarak belirleyen ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını tespit eden raporlar alınmalı, HMK’nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalıdır. 6360 sayılı Kanun’un 1. maddesinin 2. ve 3. bentleri uyarınca Ankara İlinin mülki sınırları Büyükşehir Belediye sınırı olarak belirlenmiştir. TMK’nın 713/3. maddesi gereğince tescil davasının Hazine’ye ve ilgili kamu tüzel kişilerine karşı açılması gerekmekte olup Köy Tüzel Kişiliğinin taraf ehliyeti yukarıda belirtilen yasalar gereğince son bulmuştur. Bu nedenlerle Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Polatlı Belediye Başkanlığı davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, daha sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de davanın tescil davası olması nedeniyle davalı Hazine ve köy tüzel kişiliği yasal hasım durumunda bulunduğundan vekalet ücreti de dahil hiçbir yargılama giderinden sorumlu tutulamayacağı gözetilmeden davalılar aleyhine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 14.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi