Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/13650 E. 2014/12229 K. 03.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13650
KARAR NO : 2014/12229
KARAR TARİHİ : 03.11.2014

MAHKEMESİ : DENİZLİ KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/04/2014
NUMARASI : 2013/21-2014/2

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında … Köyü çalışma alanında bulunan 593 ada 1 parsel sayılı 6.493,14 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve mülkiyetinin Hazineye ait olduğu şerhi verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı M.. E.., adına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece Dairemizin 09.04.2013 tarih, 2013/2609 Esas, 2013/3343 Karar sayılı “davacı tarafından husumetin Kadastro Müdürlüğü olarak gösterilmesinin temsilcide hata olduğu açıklanarak, gerçek hasım olan Hazine’ye dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğ edilerek yargılamaya devam edilmesi” gereğine değinen bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 593 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı M.. E.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmaz üzerinde, Kadastro Müdürlüğü’nce 3402 sayılı Yasa’nın Ek-4. maddesi gereği kullanım kadastrosu yapılmıştır. 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen Ek 4/1. madde gereğince “6831 sayılı Orman Kanunu’nun 20.06.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2’nci maddesi ile 23.09.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2’nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11’inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil…” edilir. Kullanım kadastrosu sırasında mülkiyete ilişkin herhangi bir değişiklik yapılmaz. Kadastro Mahkemelerince de kullanım kadastro çalışmalarına ilişkin ihtilaflarda mülkiyete ilişkin iddialar dinlenemez. Bu kısa açıklama ışığında; davacı çekişmeli 593 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kendisi tarafından kullanıldığını ileri sürerek lehine kullanıcı şerhi verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacıya delillerini bildirmek üzere süre ve imkan tanınmaksızın, kadastro tespit tutanağının edinme sebebi sütununda yazılı sözler gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekten çekişmeli taşınmaza ait kadastro tespit
tutanağının edinme sebebi sütununda taşınmazın 1981 yılından beri kullanıcısının bulunmadığı yazılıdır. Ne var ki davacının iddiası; taşınmazın kullanıcısının kendisi olduğu, bir başka deyişle; kadastro tespit tutanağının yeterli araştırma ve inceleme yapılmaksızın düzenlendiğine ilişkindir. Bu nedenle mahkemece çözülmesi gereken uyuşmazlık, kadastro tespitinin doğru yapılıp yapılmadığına, davacının çekişmeli taşınmazda iddia ettiği gibi kullanıcı olup olmadığına ilişkindir. O halde sağlıklı sonuca ulaşabilmek için; davacıya delillerini bildirmek üzere süre imkanı tanınmalı, bildirdiği takdirde delillerini toplayarak mahallinde; çekişmeli taşınmazı iyi bilen üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, bildirildiği takdirde taraf tanıkları, fen ve ziraat bilirkişi katılımıyla keşif yapılarak, taşınmazın varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı hususlarında araştırma, inceleme ve uygulama yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir. Mahkemece yukarıda açıklanan biçimde araştırma, inceleme ve uygulama yapılmaksızın karar verilmiş olması isabetsiz olup; davacı M.. E.. vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 03.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.