Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/13549 E. 2014/11140 K. 13.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13549
KARAR NO : 2014/11140
KARAR TARİHİ : 13.10.2014

MAHKEMESİ : BİNGÖL 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/07/2013
NUMARASI : 2011/981-2013/512

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı A.. D.. …… Köyü çalışma alanında bulunan ve 1969 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 766 sayılı Yasa’nın 2. maddesi gereğince yol olarak tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümüne irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı A.. D.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; tescil davasına konu taşınmazın öncesi itibariyle mera olduğu meraların zilyetlikle kazanılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Geri çevirme kararı ile dosyaya getirtilen Bingöl 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/201 Esas sayılı dosyasında aynı taşınmaz hakkında Saim Belek tarafından dava açıldığı davacı A.. D..’ın davaya katıldığı görülmektedir. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/201 Esas sayılı davası halen derdest olup verilecek karar incelemeye konu işbu dosyadaki tarafları ve talep sonuçlarını da etkileyeceğinden her iki dosya arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu anlaşılmaktadır. Yargılamanın en kısa zamanda en az masrafla yürütülüp en doğru sonuca ulaşılabilmesi için aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunan tüm davaların birleştirilerek yürütülmesi ve tüm delillerin toplanarak birlikte değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekir. Kabule göre de mahkemece yapılan araştırma da yetersizdir. Çekişmeli taşınmazın komşu taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının dayanak belgelerinin çekişmeli taşınmaz yönünü ne okuduğu ve çekişmeli taşınmazın hava ve uydu fotoğrafında hangi nitelikte olduğu tespit edilmemiştir. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, dava tarihinden geriye doğru en az 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin stereoskopik hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığı’ndan, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise, İl Kadastro Müdürlüğü’nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, komşu taşınmazların tamamının kadastro tutanaklar ve dayanak belgeleri ilk tesisinden itibaren tüm tedavüleri ile birlikte getirtilmeli ve ardından taşınmaz başında fen bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan komşu köylerden seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının nizalı taşınmaz yönünü mera okuduğu tespit edildiği takdirde mahkemece yöntemine uygun mera araştırması yapılmalı, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye büro incelemesi yaptırılmak suretiyle hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılmalı, ziraat bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın belirtilen dönem içindeki niteliği ve kullanım durumunu kesin olarak belirleyen raporlar alınmalı, HMK’nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Ayrıca, TMK’nın 713/4-5. maddesi gereğince yasal ilanlar yapılarak üç aylık ilan süresinin dolması beklenmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı A.. D.. vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 13.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.