Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/13512 E. 2014/11668 K. 21.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13512
KARAR NO : 2014/11668
KARAR TARİHİ : 21.10.2014

MAHKEMESİ : PÜLÜMÜR KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/10/2008
NUMARASI : 2004/30-2008/8

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında … İlçesi …. Mahallesi çalışma alanında bulunan 143 ada 57 parsel sayılı 11.654,65 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı M.. D.. ve müşterekleri murisleri olan M.., Ş.. ve N..Ö.. adlarına 1/3 paylarla tespit edilmiştir. Davacı H.. Ç.., tapu kaydına dayanarak, davacı Hazine ise taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasına dayanarak ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davaların reddine, çekişmeli taşınmazın ölü tespit maliklerinin mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı H.. Ç.. ve davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı H.. Ç..’in temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; dava konusu taşınmazın sınırında kesinleşen 70 numaralı mera parselinin bulunması, komşu taşınmazlardan 60 parselin hükmen mera olarak sınırlandırılması, 58 parsel hakkındaki kararın da usulünce mera araştırması yapılmadığı gerekçesiyle bozulmuş olması durumları göz önünde bulundurulduğunda dava konusu taşınmaz bakımından da yöntemince mera araştırması yapılması ve bu kapsamda komşu mahalle ya da köylerden tarafsız, davada yararı bulunmayan mahalli bilirkişiler tespit edilerek taşınmaz başında dinlenmesi ve ziraatçi bilirkişiden taşınmazın niteliği, meradan açma olup olmadığı hususlarında rapor alınması gerekirken mahkemece bu hususlara riayet edilmemiş, keşifte sadece bir mahalli bilirkişi ile bir tespit bilirkişisi dinlenmiş ve ziraatçi bilirkişinin belirtilen hususlarda yeterli olmayan raporu ile hüküm kurulmuştur. Eksik araştırma, inceleme ve uygulama ile karar verilemez. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; komşu mahalle ya da köylerde oturan ve davada yararı bulunmayan elverdiğince yaşlı kişiler arasından seçilecek en az üç yerel bilirkişi, taraf tanıkları, tüm tespit bilirkişileri ile üç kişiden oluşacak ziraatçi bilirkişi kurulu hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte; çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, mera olup olmadığı, mera parselinden ne şekilde ayrıldığı, kim tarafından hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı gibi hususlar tek tek ve olaylara dayalı olarak yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından sorulup saptanmalı, beyanları arasında doğabilecek çelişkiler yöntemince giderilmeli; tespite aykırı sonuçlara ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılığın giderilmesine çalışılmalıdır. Keşfe katılacak ziraatçı bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın tarımsal niteliğini bildiren, öncesinin mera olup olmadığı ile bitişik mera parselinden ne şekilde ayrıldığını açıklayan, komşu parsellerin toprak yapısı ve bitki desenleri yönünden karşılaştırmalı değerlendirmeyi içeren; gerektiğinde çekişmeli taşınmazların değişik yönlerden çekilecek fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalıdır. Keşfe katılacak fen bilirkişisinden de keşif ve uygulamayı izleyip denetlemeye olanak veren, çekişmeli taşınmazın mera parselinden ne şekilde ayrıldığını yan kesit çizelgesi ile açıklayan ayrıntılı rapor alınmalıdır. Ayrıca ve gerektiğinde komşu 58 parsel hakkındaki benzer nitelikteki dava dosyası ile eldeki dosyanın birleştirilmesi durumu düşünülmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller değerlendirilip sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece yetersiz araştırma ve uygulama ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; kurulan hükümde, tesciline karar verilen paylar toplamı ile payda birbirine eşit değildir. Bu durum, hükmün infazında tereddüt uyandıracak nitelikte olduğundan isabetsiz olup, davacı Hazinenin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 21.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.