YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1349
KARAR NO : 2014/2519
KARAR TARİHİ : 13.03.2014
MAHKEMESİ : ARAÇ KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2013
NUMARASI : 2007/210-2013/11
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Ç.Köyü çalışma alanında bulunan … ada … parsel sayılı 8698,95 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve satın alma nedeniyle eşit hisselerde davalılar Şerafettin, Selamet ve Ş.. U.. adına tespit edilmiş ve beyanlar hanesine “taşınmaz üzerindeki samanlık ve ağaçlar Şükrü oğlu E.. A..’a aittir” şerhi verilmiştir. Davacı E.. A.., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, çekişmeli taşınmazı 35 yıl evvel H. D.’dan satın aldığını ve davalıların taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliklerinin bulunmadığını ileri sürmüş; davalılar dava konusu taşınmazın Mahir’e ait iken ölümü ile tek mirasçı Saniye’ye kaldığını, 1999 yılında taşınmazı Saniye’den satın aldıklarını savunmuşlardır. Mahkemece, yapılan keşifte alınan beyanların ihtilafın çözümü noktasında yeterli olmadığı, ikinci keşfin yapılmasında zorunluluk bulunduğu halde keşif giderinin verilen kesin süre içerisinde yatırılmadığı ve mevcut delil durumuna göre de davanın ispatlanamadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Çekişmeli taşınmazın öncesinin davacının kök murisi Nuriye’ye ait olduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık muris Nuriye’nin ölümünden önce taşınmazı çocuklarından Kamil’e ya da son eşi Mahir’e devredip devretmediği noktasında toplanmaktadır. Bu hususta yapılacak araştırma tespit bilirkişileri ile taraf tanıklarının dinlenmesinden ibaret olup yeniden keşif yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Mahkemece yapılan keşifte alınan beyanlar yeterli açıkta bulunmadığına göre taraf tanıkları ve tespit bilirkişileri duruşmaya çağrılarak ek beyanlarına başvurulması yeterli iken yeniden keşif karar verilmesi doğru değildir. Hal böyle olunca tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları duruşmaya çağrılarak çekişmeli taşınmazın muris Nuriye tarafından sağlığında çocuklarından Kamil’e mi yoksa son eşi Mahir’e mi verildiği, kimden kime nasıl intikal ettiği, ne zamandan beri kim tarafından kullanıldığı maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, çekişmeli taşınmazın Kamil’e verildiğinin anlaşılması halinde davacının davası kabul edilmeli, Mahir’e kaldığının ispatlanması halinde dava reddedilmelidir. Taşınmazın, Nuriye’nin sağlığında ne Mahir’e ne de Kamil’e verilmediğinin saptanması halinde, mirasçı Halime’nin davacıya bağış yaptığı hissesi de dikkate alınarak Nuriye mirasçıları adına payları oranında tesciline karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 13.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.