YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13296
KARAR NO : 2014/15098
KARAR TARİHİ : 12.12.2014
MAHKEMESİ : FATSA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2013
NUMARASI : 2012/479-2013/438
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı M.. T.., … Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında haritasında yol olarak gösterilen taşınmaz bölümünün maliki bulunduğu 1369 ada 1 parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğinde olduğu iddiasıyla tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı M.. T.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tespit dışı bırakılma tarihinden itibaren dava tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresi dolmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava, kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan yolun tesciline ilişkindir. 3402 sayılı Yasa’nın 16. maddesi gereği yollar kadastro tespiti sırasında haritasında gösterilmekle yetinilir. Bu tip yerlerin komşu parselleri hakkında kadastro tespit tutanaklarının düzenlenmesi usulüne uygun olarak sürdürülen zilyetliği kesintiye uğratmaz. Dolayısıyla davacı kadastro tespiti öncesinden beri sürdürdüğü zilyetlik nedenine dayanarak adına tescil talebinde bulunabilir. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde yalnızca hakkında tutanak düzenlenen taşınmazlarla ilgili olarak 10 yıllık hak düşürücü süre belirlenmiş olup, gerek 3402 sayılı Yasa’da, gerekse de 4721 sayılı Yasa’nın tescil hükümlerini düzenleyen maddelerinde, hakkında tutanak düzenlenmeyen ya da tespit harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanılarak dava açılmasını engelleyen ya da hak düşürücü süre belirleyen yasal düzenleme yoktur. Hal böyle olunca; hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun’un 1. maddesi uyarınca Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde yer alan belde belediyelerinin tüzel kişiliğinin sona erdiği göz önüne alınarak aynı Yasa’nın geçici 1. maddesinin 13. fıkrası uyarınca taşınmazın bulunduğu İlçe Belediyesi ile Ordu Büyükşehir Belediyesinin sınırları tüm ilin mülki sınırları haline geldiğinden Ordu Büyükşehir Belediyesine de husumet yaygınlaştırılmak suretiyle taraf koşulu sağlanıp, işin esasına girilerek iddia ve savunma doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılıp, deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
12.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.