Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/13273 E. 2014/11248 K. 14.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13273
KARAR NO : 2014/11248
KARAR TARİHİ : 14.10.2014

MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2013
NUMARASI : 2011/55-2013/235

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı Y.. K.., …. Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında mera vasfıyla sınırlandırılan 3 ada 3 parsel sayılı taşınmazdan daha sonra ifrazen oluşan 671 ada 99 parsel sayılı taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 671 ada 99 parsel sayılı taşınmazın uzman bilirkişi tarafından tanzim edilen 23.11.2012 tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen 11518.87 metrekare yüzölçümündeki bölümün tapusunun iptali ile davacı Y.. K.. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; davacının çekişmeli 671 ada 99 parsel sayılı taşınmazda dava tarihine kadar 20 yıl süreyle zilyet olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, dava konusu bölümün de içerisinde bulunduğu taşınmaz, ilk olarak 3 ada 3 parsel (2859124.00 m2) olarak 10.02.1942 tarihinde mera olarak tespit edilip kesinleşmiş, daha sonra cins değişikliği ve ifraz işlemleri ile 1969 yılında 1187 ve 1188 parsellere ayrılmış, 1188 parsel 18/06/1976 tarihinde meralık vasfı kaldırılarak arsa vasfıyla Hazine adına tescil edilmiştir. 1888 parsel, çeşitli tarihlerde yapılan ifraz, işlemleri en son 671 ada 97, 98 ve 99 numaralı parsellere ayrılmıştır. Davacı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, halen arsa vasfıyla İ.. B.. adına tapuda kayıtlı olan 671 ada 99 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün tapu kaydının iptali istemiyle dava açmış, çekişmeli bölümde 1960 yılından önce K..E..’nin, O’nun ölümü ile oğlu H.. E..’nin zilyet olduğunu, 1970 yılında H..’e ortak olduğunu, taşınmazı 8 yıl birlikte kullandıklarını, 1978 yılında taşınmazın tamamını H..’den satın aldığını ve tek başına zilyet olduğunu iddia etmiştir. Dava konusu taşınmaz 1976 tarihine kadar mera vasfıyla kayıtlı iken 1976 tarihinden sonra arsa vasfıyla Hazine adına tapuya tescil edilmiştir. Gerek mera vasfına sahip taşınmazlarda gerekse tapuya kayıtlı taşınmazlarda yürütülen zilyetliğin hukuki bir değeri olmayıp, bu nitelikteki taşınmazların zilyetlikle iktisabı mümkün değildir. Mahkemece, belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 14.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.