Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/13048 E. 2014/12119 K. 31.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13048
KARAR NO : 2014/12119
KARAR TARİHİ : 31.10.2014

MAHKEMESİ : SİVAS KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/07/2013
NUMARASI : 2011/74-2013/49

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında ….. Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda malik hanesi boş olan eski 1512 parsel sayılı 8350 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 5584 ada 153 parsel numarasıyla ve 8.829,36 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı N.. K.., çekişmeli 5584 ada 153 parsel sayılı taşınmazın hiç kimse adına tespit ve tescil edilmediğini ancak kendisine ait olduğu iddiasına dayanarak adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın uygulama tutanağının idari işlemlerin tamamlanması için Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı N.. K.. vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, uygulama kadastrosuna tabi tutulan ve tapuda “davalı” olarak görünen çekişmeli taşınmazın adına tescili için dava açmıştır. Mahkemece; maliki belli olmayan bir taşınmaza ilişkin uygulama çalışmasının gerçek maliklerin hak ve mülkiyet kaybına sebebiyet verecek şekilde sadece tapu kütüğüne bakılarak yapılamayacağı, tapu müdürlüğünce taşınmazın malik hanesinin boş olduğu belirtilmek suretiyle yapılan bir ihbar bulunmadığı ve malik belirleme işleminin uygulama kadastrosuna itiraz davası içinde görülemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine, çekişmeli taşınmazın uygulama tutanağının idari işlemlerin tamamlanması için Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir. Dava; her ne kadar çekişmeli taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi uyarınca uygulama kadastrosuna tabi tutulması üzerine uygulama kadastrosu askı ilan süresi içerisinde açılmış ise de; davacının talebinin, malik hanesi açık bırakılan taşınmazın adına tescili istemine ilişkin olduğu kuşkusuzdur. Bu nedenle de Mahkemece mülkiyet uyuşmazlığı ile ilgisi bulunmayan uygulama kadastrosu tutanağının Kadastro Müdürlüğüne iadesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davacı tarafından davalı olduğu belirtilerek tapu kaydında malik hanesi açık görünen taşınmaz hakkında açılan tescil davası nedeniyle taşınmazın malikini belirleme görevi Kadastro Mahkemesi’ne ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, Mahkemece yapılan tüm araştırmalara rağmen taşınmazın tesis kadastro tutanak aslı ya da örneğine ulaşılamamış olması nedeniyle öncelikle çekişmeli taşınmaza komşu tüm parsellerin tesis kadastro tutanakları ile uygulama kadastro tutanaklarının onaylı örnekleri getirtilip davaya konu edilmiş olanlar var ise çekişmeli taşınmazın tesis kadastro tutanağının aslı ya da örneğinin bu dosyalar içerisinde olma ihtimaline karşı araştırma yapılmalı, bulunması halinde dosya içerisine konulmalı ne sebeple davalı olarak göründüğü belirlenip dava sebebine göre inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir. Tutanağın aslının bulunamaması halinde ise; Kadastro Müdürlüğü ile tutanağının ihyası için yazışma yapılmalı, tutanağın ihyasından sonra 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 30/2. maddesi uyarınca re’sen taşınmazın kimin adına tescil edileceği konusunda araştırma ve inceleme yapılıp, davacının iddiası ve delilleri de tartışılıp değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu yön göz ardı edilerek mülkiyet davası yönünden bir karar verilmemiş olması isabetsiz olup, davacı Niyazi Kuyucu vekili ile davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 31.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.