Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/1293 E. 2014/3487 K. 28.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1293
KARAR NO : 2014/3487
KARAR TARİHİ : 28.03.2014

MAHKEMESİ : BOYABAT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2013
NUMARASI : 2012/597-2013/1670

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı A.. Y.., B. Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 4557,41 metrekare yerin davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın aktif ırmak yatağı olmayıp tarım arazisi olduğu ve davacı yararına TMK’nın 713. maddesinde öngörülen koşulların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme, uygulama ve toplanan deliller hüküm kurmaya yeterli değildir. Dava, TMK’nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddeleri gereğince tescil istemi ile açılmıştır. Dava konusu yer, 1955 yılında yapılan tapulama sırasında “ırmak yatağı” niteliğiyle tespit dışı bırakılmıştır. Davacı A.. Y.., uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 23.01.2013 tarihli rapor ve eki haritada (A) ile gösterilen bölümün muristen intikal, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tapuya tescilini istemektedir. Bir yerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak edinilebilmesi için 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddesinde belirtilen koşulların zilyet yararına oluşması gereklidir. Dava konusu taşınmazın tescil harici bırakılma nedeni dikkate alındığında tespit tarihi sırasında ırmak yatağı olan taşınmazın halen bu niteliğini koruyup korumadığı, imar-ihya suretiyle elde edilip edilmediği, bu şekilde elde edilmiş ise imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıl süre ile ekonomik amaca uygun kullanım olup olmadığı hakkında yeterli araştırma yapılmamış, taşınmazın idarece belirlenen sedde sınırında bulunup bulunmadığı belrlenmemiş, çekişmeli taşınmazı ve sınırlarını gösterir fotoğrafları da çektirilmemiş, imar ve ihya olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği veya hangi tarihte gerçekleştiği hususlarının en iyi belirlenme yöntemi olan hava fotoğraflarından yararlanılarak rapor alınma yöntemi benimsenmemiştir. Davacı miras yoluyla intikal ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak istekte bulunmuş, taksim ve intikal şekli hususunda bir açıklama yapılmamıştır. Murisi 2001 yılında öldüğü ve müstakil zilyetliği 20 yılı aşmadığı halde murisi adına belgesiz araştırması yapılmamıştır. Sağlıklı sonuca ulaşabilmek için öncelikle dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede DSİ tarafından sedde çalışması yapılıp yapılmadığı sorularak, yapılmışsa buna ilişkin belge ve haritalar ile dava tarihinden geriye doğru en az 15-20-25 yıl öncesine ait en az üç ayrı evreye ilişkin yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise, İl Kadastro Müdürlüğü’nden getirtilerek dosya arasına konulmalı ve ardından taşınmaz başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, 3 ziraat mühendisi, 3 jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve harita mühendisinden oluşacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazın murisinden taksim, bağış veya satış yollarından biriyle intikal edip etmediği, geçmişte ne durumda bulunduğu, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, ziraatçi bilirkişilerinden bu hususta taşınmazın hali hazırdaki niteliğini, konumunu, bitki örtüsü, kullanım durumunu, halen ırmak yatağı olup olmadığını belirtir biçimde ayrıntılı ve fotoğraflı rapor alınmalı, imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının belirlenmesi için sonuncusu 2012 yılına (en yakın tarih) olmak üzere birbirine yakın tarihli en az 3 adet stereskopik hava fotoğrafı getirtilerek, jeodezi ya da fotogrametri uzmanı bilirkişiler tarafından büroda yapılacak inceleme ile dava tarihinden 15-20 ve 25 yıl öncesine ait, en az 3 zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak gözlemlemek suretiyle taşınmazın ırmak yatağı olup olmadığı, imar-ihya yapılmış ise tamamlandığı tarihi ve tarımsal amaçlı zilyetliğe başlandığı tarihi belirtecek şekilde düzenlenecek rapor dosyasına konulmalı, fen bilirkişisine taşınmazın belirlenecek durumu ile ilgili olarak, taşınmazın sınırlarını gösterir bütün yönlerinden çekilmiş fotoğrafları ekli, keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, davacının babası adına senetsizden zilyetliğe dayalı olarak tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı Adliye Yazı İşleri Müdürlüğü, Kadastro ve Tapu Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak varsa, bu şekilde tespit edilen taşınmazların kadastro tespitlerinin kesinleşme durumlarını da gösterir biçimde tespit tutanaklarının onaylı örnekleri, kesinleşmiş olanların kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları getirtilerek dosyasına konulmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 28.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.