Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/12530 E. 2014/16379 K. 29.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12530
KARAR NO : 2014/16379
KARAR TARİHİ : 29.12.2014

MAHKEMESİ : PERVARİ KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2014
NUMARASI : 2013/1-2014/6

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında … Mahallesi çalışma alanında bulunan 238 ada 13, 14 ve 16 parsel sayılı 273.253.56, 243.541.22 ve 656.743,46 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 238 ada 13 ve 16 parsel sayılı taşınmazlar mera niteliği ile orta malı olarak sınırlandırılmış, 238 ada 14 parsel sayılı taşınmaz ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit hisseyle M. Y., A. Ö., A. Ö. ve Z. T. adlarına tespit edilmiştir. Kadastro tespitlerinden önce, davacı H.. B.. tarafından davalılar Hazine ve P.. B.. aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil davası, davaya konu olan parseller hakkında kadastro tutanağı düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde çekişmeli parsel tutanakları ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, … Mahallesinde bulunan 97.402,50 m2 tarla vasfındaki taşınmazın fen bilirkişi raporuna ekli koordinatlı krokinin paftasına çakıştırılması sonucu oluşturulan 238 ada 13, 14 ve 16 numaralı parseller içinde kalan kısmın H.. B.. adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, temyiz incelemesi sırasında çekişmeli taşınmazın bulunduğu mahalde kadastro çalışması yapılıp yapılmadığının tespiti için düzenlettirilen fen bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle ve “fen bilirkişi raporunda sunulmuş koordinatlı krokinin paftasına çakıştırılması sonucu oluşturulan 238 ada 13, 14 ve 16 numaralı parseller içinde kalan kısmın davacı adına tesciline” şeklinde davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece çekişmeli parsel tutanak asılları getirtilmeden, tutanak asılları ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek askı ilanı yapılmadan, Asliye Hukuk Mahkemesi’nden görevsizlik kararıyla aktarılan davanın kapsamının belirlenmesi ve bu kapsamda kalan taşınmazların niteliği, kullanım durumu yönünden keşif yapılmaksızın, bir başka ifadeyle hakkında tespit ve tescil hükmü kurulan taşınmazların aktarılan dosyadaki taşınmazla aynı taşınmazlar olup olmadığı belirlenmeksizin; aktarılan davada yapılan keşfe göre ve temyiz incelemesi sırasında çekişmeli taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenip düzenlenmediğini tespit için fen bilirkişisine düzenlettirilen infaz kabiliyeti olmayan basit krokiye göre karar verilmiştir. Kural olarak kadastro çalışmaları sırasında davalı olan taşınmazların geometrik özellikleri belirlenerek hangi mahkemede ve esasla davalı oldukları belirtilmek ve malik haneleri açık bırakılmak suretiyle kadastro tespitleri yapılır. Ancak somut olayda 238 ada 13 ve 16 parsel sayılı taşınmazlar mera niteliği ile orta malı olarak sınırlandırılmış, 238 ada 14 parsel sayılı taşınmaz ise eşit hisseyle M. Y., A. Ö., A. Ö. ve Z. T. adlarına tespit edilmiş ise de, taşınmazların aktarılan davanın kapsamında kalmaları halinde bu işlem yok hükmünde olup malik haneleri hukuken açık bulunduğundan 238 ada 14 sayılı parselin tespit malikleri de re’sen davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması, bundan sonra davanın esasına girilmesi gerekir. Hal böyle olunca mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmazların kaydına “davalıdır” şerhi konulması için Tapu Müdürlüğüne yazı yazılarak taşınmazlar davalı hale getirtilmeli, çekişmeli taşınmazların kadastro tutanak asılları ilgili yerden getirtilerek, genel mahkemeden aktarılan dava dosyası ile birleştirilip 3402 sayılı Yasa 27. madde gereğince Kadastro Müdürlüğünde, Adliye Divanhanesinde ve P.. B..nda askı ilanları yapılmalı, yine kadastro tutanağında tespit maliki olarak adı geçen kişiler re’sen davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmalıdır. Bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları yönünden tüm delilleri sorulup saptanarak, çekişmeli taşınmazlara komşu taşınmazlara ait tespit tutanak örnekleri ve varsa dayanak kayıt ve belgeleri de tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte dosyaya getirtilmeli, çekişmeli taşınmazların tahsisli mera veya evveliyatının kadim mera olup olmadığı yöntemince araştırılmalı, mahallinde; fen, ziraat ve yerel bilirkişiler ile bildirildiği takdirde taraf tanıkları katılımıyla keşif yapılarak, aktarılan dosyadaki taşınmazlar ile davalı hale getirilen tespit tutanaklarının aynı taşınmazlara ait olup olmadıkları belirlenmeli, aktarılan dava kapsamında olan taşınmazlar hakkında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yapılacak araştırma ve inceleme sonunda esastan karar verilmeli, taşınmazların kısmen ya da tamamen aktarılan davanın kapsamında olmadığının anlaşılması halinde ise; tespit tutanaklarının Kadastro Müdürlüğüne iadesine karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek, bozma ilamı ile ortadan kaldırıldığı halde Asliye Hukuk Mahkemesi kararının usuli kazanılmış hak oluşturduğu gerekçesi ile eksik araştırma, inceleme ve uygulamaya dayalı olarak karar verilmiş olması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 29.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.