YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12442
KARAR NO : 2014/10058
KARAR TARİHİ : 16.09.2014
MAHKEMESİ : ALUCRA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2012
NUMARASI : 2011/77-2012/208
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu Y. Köyü .. ada .. ve .. ada .. parsel sayılı sırasıyla 13.890.77, 1.028.10 ve 434.58 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile davalı İ.. G.. adına tespit ve hükmen adı geçen adına, ..ada .. parsel sayılı 673,18 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz aynı nedenlerle ve eşit hisselerle Ç. ve M. S.adlarına tespit ve hükmen adı geçenler adına, ..ada .. parsel sayılı 67,41 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz aynı nedenle İ. G. adına tespit ve hükmen adı geçen adına tescil edilmiştir. Davacı F. K. çekişmeli taşınmazların muris babası O. G.’ten kalığı ve terekesinin taksim edilmediği iddiasına dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında B.. G.. de aynı nedenlere dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Fatma Kaçı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacı tarafın kendi kusur ve davranışları sebebiyle keşif mahallinde keşif yapılamadığı ve böylece davacının, dosyanın mevcut haliyle davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Keşif düzenini sağlamak, keşfin sağlıklı yürümesi için gerekli önlemleri almak ve keşif düzenini bozanlar hakkında gerekli yaptırımları uygulamak hakimin görevidir. Hakim öncelikle kendisine düşen bu görevi yerine getirerek keşfin düzenin sağlanması için gerekli tedbirleri alarak bunları keşif tutanağına geçirmeli, bundan sonra alınan tedbirler keşfi engellemek amacına yönelik olarak ihlal edilirse HMK’nın 291/2. maddesinde yazılı yaptırımı uygulamalıdır. Somut olayda, 11.07.2012 tarihinde keşif mahalline gidilmiş, teknik bilirkişilerin isim tespiti yapıldıktan sonra, keşif mahallinde davacıların bilirkişilerle tartıştıkları ve mahkemece keşif yapılmasını engelledikleri tutanak altına alınarak keşfin bu şartlar altında yapılamayacağı kanaati ile keşife son verilmiştir. Keşif tutanağından hakimin bu aşamadan önce, keşfin düzenini sağlamak için gerekli tedbirleri aldığı ve buna rağmen alınan tedbirlerin de bertaraf edilerek keşfin icrasının engellendiğine dair bir kayıt bulunmamaktadır. Başka bir ifadeyle, keşif tutanağında, hakimin keşfin düzenini sağlamak için hangi tedbirleri aldığı, hangi uyarıları yaptığı ve bunlara uyulmaması halinde neticesinin ne olacağı konusunda tarafları uyardığı hususlarında bir kayıt bulunmamaktadır. Keşfin sağlıklı yapılmasını engelleyen her tutum ve davranış doğrudan keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılma sonucunu doğuracağını kabul etmek adil yargılanma hakkı ile örtüşmeyeceği gibi, böyle bir sonuç 6100 sayılı HMK’nın 291. maddesinin amacına da uygun değildir. Hal böyle olunca mahkemece, HMK’nın 291. maddesinde yazılı koşulların gerçekleştiği yöntemince tevsik edilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. Davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 16.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.