YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12260
KARAR NO : 2014/15845
KARAR TARİHİ : 23.12.2014
MAHKEMESİ : MİDYAT KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/04/2014
NUMARASI : 2010/142-2014/27
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında … Köyü çalışma alanında bulunan 109 ada 7 parsel sayılı 1.288,33 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle M. S. oğlu, 1939 doğumlu A.. Ö.. adına ve 109 ada 8 parsel sayılı 2.052,79 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise aynı nedenle Abdulhadi oğlu 1957 doğumlu A.. Ö.. adına tespit edilmiştir. Davacılar H.. A.. ve N.. Ü.., yasal süresi içinde vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak “A.. Ö..” aleyhine dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, dava konusu “109 ada 7 ve 8 parsel nolu, davalı A.. Ö.. adına tespit edilen taşınmazların tespit gibi tesciline” karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazlardan 109 ada 7 parsel sayılı taşınmaz M. S. oğlu ve 1939 doğumlu, 109 ada 8 parsel ise Abdulhadi oğlu ve 1957 doğumlu iki farklı “A.. Ö..” adına tespit edildiği halde davacılar, 26.04.2010 tarihli dava dilekçelerinde davayı, baba adı ve doğum tarihi belirtmeksizin “A.. Ö..’e” yöneltmişlerdir. Taraf teşkili dava koşullarından olup taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilemez. Mahkemece, davacılardan dava dilekçesindeki bu eksikliği gidermeleri ve davanın her iki kişiye de yöneltilmesi sağlanmadan işin esasına girilerek karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de, tespit maliklerinin farklı olduğu ve davalı olarak gösterilen kişinin kimliği açıklığa kavuşturulmadığı halde hüküm fıkrasında kimliği belli olmayan davalıya atıf yapılarak tespit gibi tescil kararı verilmiş olması, hükmün infazında tereddüt oluşturacak nitelikte ve isabetsizdir. Hal böyle olunca mahkemece öncelikle, davacılardan hangi A.. Ö..’e dava açtıkları sorulmalı; her ikisine de dava açıldığının belirtilmesi halinde davacılara, dava dilekçesindeki eksikliği gidermeleri ve bu kişileri davaya dahil etmeleri için usulen süre verilmeli; taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilip iddia ve savunma doğrultusunda araştırma yapılmalı, yargılama sonunda da infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde hüküm tesis edilmelidir. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 23.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.