YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12225
KARAR NO : 2014/10215
KARAR TARİHİ : 18.09.2014
MAHKEMESİ : SORGUN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2013
NUMARASI : 2012/86-2013/527
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu H. Köyü çalışma alanında bulunan … ada .. ada .. ada .. ada .. ada ..ada .. ada.. ada .. ada .. ada.. ada .. ve ..ada .. parsel sayılı sırasıyla 1.249.21, 2.943.75, 4.750.83, 9.082.55, 1.621.41, 1.295.26, 2.484.12, 6.245.91, 2.619.87, 1.351.66, 2.281.57, 2.626.49, 5.635.60, 2.233.69, 42.65 ve 1.417.45 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı H.. B.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı M.. A.., miras yoluyla gelen hakka dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçe gösterilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç usul ve yasaya uygun düşmemiştir. Dosya içeriğinden Hoşumlu Köyü çalışma alanında bulunan çekişmeli taşınmazların askı ilanının 31.01.2002-04.03.2002 tarihleri arasında yapıldığı, kadastro tutanak örnekleri ile tapu kayıtlarına göre bu taşınmazlara ait tespitlerin 05.03.2002 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. HMK’nın 92. maddesine göre davanın açılabileceği son tarih 04.03.2012 tarihidir. Ne var ki bu tarihin pazar gününe denk gelmesi nedeniyle HMK’nın 93. maddesi gereği davanın açılabileceği son tarih 05.03.2012 tarihidir. Davacı taraf davasını 05.03.2012 tarihinde açtığına göre 3402 sayılı Kanun’un 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin dolmamış olduğu dosya kapsamından anlaşılmakla, mahkemece bu çerçevede tarafların iddia ve delilleri toplanarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
18.09.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.