Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/12137 E. 2014/13547 K. 20.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12137
KARAR NO : 2014/13547
KARAR TARİHİ : 20.11.2014

MAHKEMESİ : KAŞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/01/2014
NUMARASI : 2012/229-2014/52

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında ..Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 135 ada 15 parsel sayılı 526,06 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1990 yılından itibaren S.. S..’nın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı Z.. F.., taşınmazın 500,00 m2’lik bölümünün kendi kullanımında olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı A.. S..’ya açılan dava yönünden davanın kabulü ile; çekişmeli 135 ada 15 nolu parselin tapu kaydının ve zilyetlik şerhinin kısmen iptali ile fen bilirkişisinin 17.01.2014 tarihli raporu ve Ek-2 sayılı ekinde 1/A ile gösterilen 325,58 m2’lik kısmın tapusunun iptali ile ayrı bir parsel numarası verilerek Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, bu kısmın zilyetliğinin davacı Z.. F.. olduğunun tespit ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı A.. S.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Ek-4. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Taraflar arasında satış hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Sorun, satılan yerin belirlenmesine ilişkindir. Diğer yandan davacının taşınmazda kullanımı olup olmadığı konusunda alınan yerel bilirkişi beyanları da yeterli olmayıp, fen bilirkişi raporu da ihtimalli olarak düzenlenmiş, mahkemece hükümde hangi gerekçeyle fen bilirkişi raporuna ekli EK-2 haritaya dayandığı da tereddüte mahal bırakmayacak şekilde açıklanmamıştır. Eksik araştırma ile hüküm kurulamaz. O halde doğru sonuca ulaşabilmek için, HMK 31. maddesi ile hakime verilen davayı aydınlatma görevi kapsamında taraflara tanık gösterme imkanı sağlanmalı, mahallinde; yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraflar arasındaki satış hususunu bilebilecek tanıklar huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, kime satıldığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, davacı tarafın ayanağı satış senetleri mahalinde uygulanıp çekişmeli taşınmazı kapsayıp kapsamadığı belirlenmeli, uyuşmazlığı aydınlatacak şekilde fen bilirkişisinden rapor tanzim ettirilmesi istenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 20.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.