YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1196
KARAR NO : 2014/4213
KARAR TARİHİ : 09.04.2014
MAHKEMESİ : KOZAN 1.KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/04/2012
NUMARASI : 2011/15-2012/26
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında D. Köyü çalışma alanında bulunan . parsel sayılı 6507.88, 435 parsel sayılı 10348,34 ve 541 parsel sayılı 1419,65 metrekare yüzölümündeki taşınmazlar, beyanlar hanelerine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldıkları, taşınmazların yarı hissesinin M.K. mirasçılarının, diğer yarısının Eşe, Hasan, Ayşe, Fatma, İsmail, Cemile, Necati, Havana ve H. Ş. kullanımında olduğu şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar A.. K.. ve H.. K.., çekişmeli taşınmazların babalarından kaldığını belirterek, taşınmazlar üzerinde Hasan oğlu M.K. mirasçıları adına hisseleri oranında zilyetlik şerhi verilmesini, davacı H.. Ş.. ve N.. Ş.., çekişmeli taşınmazlarda 2/4 hisse M.K. mirasçıları lehine, 1/4’er hisse Hasan ve N.. Ş.. adına zilyetlik şerhi verilmesini, davacı D.. K.., çekişmeli taşınmaz üzerinde Hasan oğlu M. K. mirasçıları lehine zilyetlik şerhi verilmesi gerekirken İsmail oğlu M. K.mirasçıları lehine zilyetlik şerhi verildiğini belirterek, şerhin bu şekilde düzeltilmesini talep ederek dava açmışlardır. Mahkemece davaların birleştirilmesi suretiyle yapılan yargılama sonucunda davacı D.. K..’un davasının kabulüne, 426, 435 ve 541 parsel sayılı taşınmazların 1/2 oranındaki kısmında zilyetlik hakkının 2160 pay kabul edilerek, ölü Hasan oğlu M. K.mirasçıları zilyetliğinde olacak şekilde kadastro tutanağının beyanlar hanesine şerh düşülmesine, davacının taşınmazın kalan 1/2 hissesi yönünde bir talebi bulunmadığından taşınmazın dava konusu edilen kısmından arta kalan yarı hissesi yönünden hüküm tesisine yer olmadığına, davacılar H.. Ş.. ve N.. Ş..’in açtıkları davanın reddine, dava konusu taşınmazların mülkiyeti Hazineye ait olmak kaydı ile dava konusu edilen bu 1/2 oranındaki hissesinin kadastro tespitindeki şekli ile kadastro tutanağının beyanlar hanesine kayıt ve tescil olunmasına, davacılar A. K. (Kont) ve H.. K..’un açtıkları davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın tamamının mülkiyeti Hazineye ait olmak kaydı ile 1/2 oranındaki yarı hissesinin zilyedlik hakkının Hasan oğlu M. K. mirasçıları adına, belirtilen paylarla beyanlar hanesine kayıt ve şerh edilmesine, davacıların taşınmazın kalan 1/2 oranındaki kısmı yönündeki taleplerinin reddine ve taşınmazın bu kısmının kullanım (zilyedlik) hakkının beyanlar hanesine kadastro tespitindeki gibi tapuya kayıt ve tescil olunmasına karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili, davacılar vekili ve davalı H.. K.. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazların 1/2 hissesinin Hasan oğlu M. K. mirasçılarının, 1/2 hissesinin ise tespitteki gibi M.. Ş.. çocuklarının kullanımında olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Ek-4 maddesi gereğince yapılan kadastro tespitine itiraza ilişkindir. 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasa’ya eklenen EK 4/1. madde gereğince, “6831 sayılı Orman Kanunu’nun 20.06.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2’nci maddesi ile 23.09.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2’nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11 ‘inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil…” edilir. Kadastro tespitine itiraz davalarında davalı sıfatı, tespit malikiyle birlikte var ise beyanlar hanesinde yararına zilyetlik veya muhdesat şerhi bulunan kişi ya da kişilere aittir. Davacılar ayrı ayrı açtıkları davalarda çekişmeli taşınmazlarda 1/2 pay ile zilyet olarak gözüken İsmail oğlu M.K.u davalı göstermedikleri gibi, davacılara adı geçenin davaya dahil etmesi için mahkemece de süre verilmemiştir. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için, davacılara davasını çekişmeli taşınmaz üzerinde lehine şerh verilen İsmail oğlu M.K. yönlendirmesi için süre verilmeli, davanın adı geçene yaygınlaştırılması halinde davaya devam edilmeli, bundan sonra işin esasına girilerek uyuşmazlığın çözümü sağlanmalıdır. Taraf teşkilinin sağlanması gerektiği hususu gözetilmeden yargılamaya devam ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi kadastro hakimi beyanlar hanesinde kim ya da kimlerin fiili kullanımda olduğunu gösterecek ve sicil oluşturacak şekilde hüküm kurulmakla görevli olduğu halde taşınmazlar hakkında tescil hükmü kurulmaması ve davacının 1/2 hisse dışında talebi olmadığı gerekçesi ile “artan yarı hisse yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilip, bu pay yönünden beyanlar hanesinde kimlerin fiili kullanıcı olduğunun gösterilmemiş olması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 09.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.