YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11820
KARAR NO : 2014/15777
KARAR TARİHİ : 22.12.2014
MAHKEMESİ : TÜRKELİ SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/02/2014
NUMARASI : 2011/180-2014/25
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu … Köyü çalışma alanında bulunan 147 ada 1 parsel sayılı 387,88 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile ölü olduğu belirtilmek suretiyle S. Ö. adına tespit ve tescil edilmiş, daha sonra hisse satışı ile davalı A.. Ö..’a intikal etmiştir. Davacılar N. K. mirasçıları A.. K.. ve müşterekleri, miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli 147 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali taşınmazın muris N.K.mirasçıları olan N.. K.., A.. K.., A. K. (Ç.), B.. K.., B.. K.., T.. K.., T.. K.. adına miras hisseleri oranında tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı A.. Ö.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taşınmazın davacıların miras bırakanı H. K.ya ait olup, davacılar yararına kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, yapılan keşiflerde dinlenilen yerel bilirkişi ve tanıkların, çekişmeli taşınmazın öncesinin davacıların dedesi H. K. ait olduğu, samanlığın davalı murisine ait oluğu, davacı ve davalı taraf miras bırakanları tarafından müştereken harman yeri olarak kullanıldığı, aynı zamanda taşınmazın köy boşluğu niteliğinde olup 25-30 yıldır üzerinde zilyetlik bulunmadığına dair beyanları arasındaki çelişki giderilmemiş, ne sebeple davacı tanıkları beyanlarına itibar edilerek yazılı kararın verildiği açıklanmamıştır. Doğru sonuca varılabilmesi için, üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve bozma kararından önce dinlenen tanıklar ve yerel bilirkişiler olduğu halde taşınmazın başında yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarından, kadastro tespit gününe kadar taşınmazda kimin, hangi tarihten itibaren ne şekilde ve hangi sıfatla taşınmaza zilyet olduğu maddi olaylara dayalı olarak sorulmak suretiyle kesin olarak belirlenmeli, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli; zilyetlik durumu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde aydınlatılmalı, taşınmaz üzerinde samanlık bulunduğu anlaşılmakla 3402 sayılı Yasa’nın 19/2 maddesi uyarınca taşınmaz üzerindeki muhtesatın kim veya kimler tarafından meydana getirildiği hususları değerlendirilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması isabetsiz olup davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 22.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.