Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/11740 E. 2014/15291 K. 16.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11740
KARAR NO : 2014/15291
KARAR TARİHİ : 16.12.2014

MAHKEMESİ : BURHANİYE KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2014
NUMARASI : 2013/79-2014/12

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz edenlerden Hazine vekili Avukat …. geldi. Aleyhine temyiz istenilen taraftan gelen olmadı. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında …. Köyü çalışma alanında bulunan 218 ada 195 parsel sayılı 223,63 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 2000 yılından beri M.. Ö..’in kullanımında olduğu, üzerindeki 2 katlı betonarme evin M.. Ö..’e ait olduğu şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı İ.. P.., taşınmazın kendi adına 1961 tesis tarihli tapu kaydında kayıtlı olduğunu ve 20 yılı aşkın süredir de zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu, 1985 yılında tescil edilen davalı Hazinenin tapu kaydının mükerrer kayıt olduğunu belirterek davalı Hazine adına yapılan mülkiyet tespitinin iptali ile kendi adına tespit edilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın tespitinin iptali ile mülkiyeti Hazine’ye ait olmak üzere beyanlar hanesinin 2 nolu bendinin “2000 yılından beri Ali oğlu İ.. P.. kullanımındadır” şeklinde, 3 numaralı bendinin “içindeki iki katlı betonarme ev 2000 yılında yapılmış olup Ali oğlu İ.. P..’e aittir” şeklinde düzeltilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Her ne kadar mahkemece kullanım kadastrosu tutanağının askı ilanı süresi içinde açılan dava kullanım kadastrosuna ilişkin olarak değerlendirilip, beyanlar hanesindeki şerhler yönünden yazılı şekilde karar verilmiş ise de, davacı, çekişmeli 218 ada 195 parsel sayılı taşınmazın tapuda adına kayıtlı olduğunu, davalı Hazine adına 1985 yılında oluşan tapu kaydının mükerrer kayıt olduğunu, ayrıca taşınmazın 20 yılı aşkın süredir kendi zilyet ve tasarrufunda olduğunu ileri sürerek mülkiyet tespitinin iptali ile taşınmazın kendi mülkiyetinde olduğunun tespitini talep etmiş olmakla; ihtilafın mülkiyete ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmaz 1971 yılında yapılan orman kadastrosu çalışmalarında orman sınırları içinde bulunup 1979 yılında 6831 sayılı Yasa’nın 1744 sayılı yasa ile değişik 2. maddesine göre yapılan çalışmalarda orman sınırları dışına çıkarılmış ve işlem de kesinleşmiştir. İhtilaf mülkiyete yönelik olduğuna göre orman kadastrosu tespiti kesinleşen taşınmazlar hakkında mülkiyet iddiası ile açılacak davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Hal böyle olunca; mahkemece kullanım kadastro tutanağının usulüne göre kesinleştirilmesi için Kadastro Müdürlüğüne iadesine, mülkiyet uyuşmazlığının çözümü yönünden ise görevsizlik kararı verilerek, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi, taraflarca dayanılan tapu kayıtlarına Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/233 Esas sayılı dosyasında da delil olarak dayanılmış olması nedeniyle görevli mahkemece davaların birleştirilmesine gerek olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 16.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.