YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11734
KARAR NO : 2014/10666
KARAR TARİHİ : 25.09.2014
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/04/2014
NUMARASI : 2007/827-2014/245
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı F.. Ç.. vekili, kadastro tarihinden sonraki zilyetliği nedeniyle davacı yararına, mevki ve yönlerini dava dilekçesinde bildirdiği, kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz üzerinde iktisap koşullarının gerçekleştiğini ileri sürerek, taşınmazın davacı adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 35.592 metrekare, (B) harfi ile gösterilen 14.111,97 metrekare, (C) harfi ile gösterilen 7.060,97 metrekare ve (D) harfi ile gösterilen 980,82 metrekare yüzölçümündeki bölümlerin davacı adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazın davacı adına tescile karar verilen bölümleri üzerinde davacı taraf yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki, mahkemece 07.05.2009 tarihinde yapılan keşifte mahkemenin gözlemi taşınmazın bir kısmının bağ, bir kısmının zeytinlik, bir kısmının arpa ekili tarla olduğu ve arada kayalık bir bölümün bulunduğu şeklinde tutanağa geçirilmiş, teknik bilirkişilerle yapılan 05.04.2013 tarihli keşifte ise mahkeme gözlemine hiç yer verilmemiş, taşınmazın fotoğrafları çektirilerek dosyaya eklenmemiş, 1985 yılına ait tek hava fotoğrafı konunun uzmanı olmayan ziraat ve jeolog bilirkişi tarafından uygulanıp, değerlendirilmiş tek kişinin düzenlediği denetime elverişli olmayan ve ekinde çekişmeli taşınmazların fotoğrafı bulunmayan yetersiz zirai bilirkişi raporu hükme esas alınmış olduğundan yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli bulunmamaktadır. Bir yerin niteliğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafı uygulamasıdır. O halde doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle; dava tarihinden 15- 20 -25 yıl öncesine ait ayrı tarihlerde çekilmiş, yüksek çözünürlüklü en az üç adet hava fotoğrafı Harita Genel Komutanlığından getirtilerek dosyaya konulmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişilere belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılarak; çekişme konusu taşınmazın, önceki ve şimdiki niteliği, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu konusunda rapor düzenlettirilmeli; daha sonra taşınmaz başında daha önce görev alan zirai bilirkişi dışında 3 kişilik zirai bilirkişi ile fen bilirkişisinden oluşacak bilirkişi kurulu ile keşif yapılmalı, mahkeme gözlemi tutanağa geçirilmeli, 3 kişilik zirai bilirkişi heyetinden çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ile komşu parsellerin toprak yapısının mukayese edildiği, taşınmazın tamamının ya da bir bölümünün tarıma elverişli olup olmadığı, ne zamandır tarım arazisi olarak kullanıldığı hususlarına dair rapor alınmalı, dosyada hükme esas alınan zirai bilirkişi raporu ile çelişki doğması halinde çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, fen bilirkişinden keşfi izlemeye elverişli rapor ve harita düzenlemesi istenilmeli, önceden belirlenecek 3 kişilik mahalli bilirkişi heyetinden taşınmazın öncesinin ne olduğu, tarım arazisi olup olmadığı, kim tarafından nasıl zilyet ve tasarruf edildiği hususlarında olaylara dayalı olarak beyan alınmalı, taşınmazın öncesinin imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, imar-ihyası tamamlanmış ise tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık zilyetlikle kazanma süresinin dolup-dolmadığı saptanmalı, HMK’nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı, daha sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de fen bilirkişi raporunda (A1) harfi ile gösterilen bölüm yönünden davanın reddine karar verildiği ve davalı Hazinenin adına tescil talebi olduğu halde davalı Hazinenin talebi hususunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi de isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 25.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.