YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11656
KARAR NO : 2014/11299
KARAR TARİHİ : 14.10.2014
MAHKEMESİ : GEYVE SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2011
NUMARASI : 2010/576-2011/148
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro Müdürlüğü’nce 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işlemi sırasında …..Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda N..Y.. ve paydaşları adına paylı olarak kayıtlı olan 35 ada 50 parsel sayılı 2281 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 2.240,20 metrekare yüzölçümlü olarak belirlenerek; 35 ada 51 parsel sayılı 6212 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise 6.618,61 metrekare yüzölçümlü olarak belirlenerek tapu kaydında düzeltme yapılmasına karar verilmiştir. Davacı G.. B.. 35 ada 49 parsel sayılı taşınmazın 8,00 m2 yüzölçümündeki bölümün imar yoluna terk edildiği, ifraz sonrası yapılan düzeltme işlemi ile terk edilen kısmın yarısının 35 ada 51 parsel sayılı taşınmaza dahil edildiği, bu durumun diğer parsellere geçişi önler hale geldiğini, düzeltme işlemi ile imar yolunun yarısının iptal edildiğini öne sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesinde “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar Kadastro Müdürlüğünce re’sen ilgilinin müracaatı üzerine düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir” hükmüne yer verilmiştir. Bu halde müdürlükçe istem kabul edilerek düzeltme yapılmasına karar verilmesi halinde 30 gün içerisinde Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açılabileceği gibi, 30 günlük sürenin geçmesi ya da idare tarafından düzeltme işleminin kabul edilmemesi halinde genel mahkemede dava açılabilmesi mümkündür. Mahkemece davanın 30 günlük süre içerisinde açılmadığı gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 92. maddesinde “gün olarak tayin edilen sürelerin hesabında tefhim ve tebliğ edildiği günün hesaba katılmayacağı” hükmü yer almış bulunmaktadır. Somut olayda düzeltme işlemine dair karar davacı Belediye Başkanlığına 13.10.2010 tarihinde tebliğ edilmiş olduğuna göre, 30 günlük sürenin son gününün 12.11.2010 tarihi olduğu kuşkusuzdur. Dava da bu tarihte açılmıştır. Hal böyle olunca, mahkemece mahallinde keşif yapılarak lehine düzeltme yapılan komşu parsellerin malikleri davaya dahil edilip, tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin delilleri toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken HMK’nın 92. maddesinin yukarıda anılan hükmü göz ardı edilmek suretiyle 30 günlük sürenin hesabında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de, kesinleşen düzeltme işlemine karşı genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmasının mümkün olduğu göz ardı edilerek “görevsizlik kararı” yerine “davanın reddine” karar verilmesi de isabetsiz olup, davacı Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 14.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.