Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/11618 E. 2014/15286 K. 16.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11618
KARAR NO : 2014/15286
KARAR TARİHİ : 16.12.2014

MAHKEMESİ : KARADENİZ EREĞLİ 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

TARİHİ : 11/11/2013

NUMARASI : 2012/277-2013/343

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte taraflardan gelen olmadığı görülerek evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. İnceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Kadastro sonucunda … Köyü çalışma alanında bulunan 155 ada 8, 23 ve 27, 157 ada 16, 158 ada 2, 159 ada 19 parsel sayılı sırasıyla 3.937.96, 2.861.36, 5.940.95, 3.564.05, 2.097.35 ve 5.312.68 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tapu kaydı, vergi kaydı, satış, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle paylı olarak muris T. A. mirasçıları olan davacılar, davalı ve dava dışı mirasçılar adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı M. A. ve arkadaşları miras yoluyla gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile muris T. A. veraset ilamındaki hisseler oranında mirasçılar adına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı M. A. arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 640. maddesi uyarınca, mirasçılar arasında elbirliği mülkiyet hükümleri geçerli olup ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Bu nedenle, miras yoluyla gelen hakka dayanılarak genel mahkemelerde açılacak davalarda, tüm mirasçıların birlikte dava açmaları veya diğer mirasçıların muvafakatlerini almaları ya da miras şirketine temsilci tayin ettirmeleri gereklidir. Ancak, bu kural bir mirasçının terekeye tabi bir taşınmaz için üçüncü kişiye karşı açacağı davalarda geçerli olup, elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda mirasçıların birbirleri aleyhine tek başına miras payının iptaline ilişkin dava açmaları durumunda oybirliği aranmaz. (HGK’nın 23.10.1996 tarih 1996/522 Esas, 1996/713 Karar) Bu ilke TMK’nın 701 ve 702. maddelerindeki kuralın istisnasını oluşturmaktadır. Somut olayda; davacılar, çekişmeli taşınmazların murisleri T. A. kaldığını, davalı H. T. adına satış nedeniyle fazladan tespit edilen payın terekeye ait olduğunu öne sürerek, payların veraset ilamına göre tescili istemiyle diğer bir mirasçı olan davalı aleyhine dava açmışlardır. Her ne kadar davacı taraf davaya konu payların terekeye döndürülmesini talep etmiş ise de çoğun içinde az da vardır kuralı gereği davacıların davasının kendi miras paylarına yönelik olduğunun kabulü gerekir. Yukarıda açıklandığı üzere mirasçılar arasında miras payına yönelik olarak açılan davalarda mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı aranmaz. Hal böyle olunca; mahkemece, davanın esasına ilişkin araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeksizin davacıların davasının diğer mirasçıların paylarını kapsamadığı ve onlar adına da açılmadığı, diğer mirasçıların icazeti ile de davanın yürütülmesinin mümkün bulunmadığı, bu nedenle taraf koşulunun gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 16.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.