YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11583
KARAR NO : 2014/16391
KARAR TARİHİ : 30.12.2014
MAHKEMESİ : KAVAK SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2014
NUMARASI : 2012/130-2014/69
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “dava konusu taşınmazların nitelik itibariyle kazanmaya elverişli olup olmadığının tespit edilmesi, dinlenmeyen davacı tanıklarının dinlenmesi ve davalı Hazinenin tanıklarını bildirmesi için süre ve imkan tanınması, komşu taşınmazların kadastro tutanakları ve dayanakları getirtilerek davalı yönünü ne okuduğunun araştırılması, dayanak vergi kayıtlarının gerçek malikinin Hazine mi yoksa kayıtlarda ismi geçen şahıslar mı olduğu hususu üzerinde durulması, vergi kayıtlarında sınır olarak geçen emvali milliye tabiriyle neyin kastedildiğinin yerel bilirkişi ve tanıklar yardımıyla açıklığa kavuşturulması, muris Bilal ile mirasçılarının 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesindeki sınırlamalar yönünden araştırma yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar K.. K.. ve Ş.. K.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, tanık beyanlarının davacıların dava konusu taşınmaza malik olduklarını gösterir nitelikte ve taşınmazların tescil edilmesi noktasında yetersiz olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozmaya uyulmakla bozma ilamı lehine olan taraf lehine usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkı zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Yargıtay bozma ilamında komşu taşınmazların kadastro tutanakları ve dayanakları getirtilerek davalı yönünü ne okuduğunun araştırılması ve dayanak vergi kayıtlarının gerçek malikinin Hazine mi yoksa kayıtlarda ismi geçen şahıslar mı olduğu hususu üzerinde durularak mahallinde uygulanması gereğine değinildiği halde bu konuda kapsamlı araştırma ve inceleme yapılmadığı gibi taşınmazların niteliklerinin belirlenmesi yönünden hava fotoğrafı incelemesi de yaptırılmamıştır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, tespit tarihinden geriye doğru en az 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin stereoskopik hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise, İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı ve ardından taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından
taşınmazların öncesinin ne olduğu, taşınmazlar üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu 101 ada 109, 110, 116, 171, 106, 117 ve 183 parsel sayılı taşınmazların dayanak kayıtlarının nizalı taşınmaz yönünü ne okuduğu belirlenmeli, dayanak vergi kayıtlarının gerçek malikinin Hazine mi yoksa kayıtlarda ismi geçen şahıslar mı olduğu hususu üzerinde durulmalı, vergi kayıtlarında sınır olarak geçen emvali milliye tabiriyle neyin kastedildiği yerel bilirkişi ve tanıklar yardımıyla açıklığa kavuşturulmalı, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir rapor alınmalı, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava fotoğrafları ve temin edilebilen en eski uydu fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılmalı, HMK’nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı ve ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar K.. K.. ve Ş.. K.. vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,
30.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.