YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11405
KARAR NO : 2014/15279
KARAR TARİHİ : 16.12.2014
MAHKEMESİ : SİVAS 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/02/2013
NUMARASI : 2012/567-2013/53
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden taraftan gelen olmadı. Aleyhine temyiz istenilen H.. H.. vekili Avukat .. .. geldiler. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda ….. Mahallesi çalışma alanında bulunan 164 ada 31 parsel sayılı 59.500 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz miras yoluyla gelen hak, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı B.. A.. adına tespit ve tescil edilmiş, 2006 yılında yapılan kamulaştırma neticesi taşınmaz ifraz olarak dava konusu 164 ada 49 parsel sayılı ve 59.412,48 metrekare yüzölçümü ile davalı B.. A.. adına tescil edilmiş, H.. H..’nin davalı B.. A.. aleyhine açtığı tapu iptali ve tescil davası sonucu çekişmeli taşınmazın hükmen H.. H.. adına tesciline karar verilmiştir. Davacı B.. A.. ve arkadaşları tapu kaydına miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile muris B.. A..’ın tüm mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı B.. A.. ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 303/1. maddesi gereğince kesin hükümden söz edilebilmesi için iki davanın taraflarının, konusunun ve dava sebeplerinin aynı olması zorunludur. Dava konusu taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle B.. A.. adına tespit edilmiştir. Mahkemece kesin hüküm olduğu kabul edilen Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/297 Esas, 2010/317 Karar sayılı ilamı ile H.. H..’nin, edinme koşullarının gerçekleşmediğini ileri sürerek tespit maliki B.. A.. aleyhine açtığı davanın, taşınmazın doğal ve arkeolojik sit alanı içinde bulunduğu ve zilyetlikle iktisap edilemeyeceği gerekçesiyle kabulüne ve taşınmazın H.. H.. adına tesciline karar verilmiştir. Temyize konu dava dosyasında ise davacı yan tapu kaydına dayanmış olup tapu kayıtları mülkiyet belgesi hükmündedir. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunmasına Dair Kanunu’nun 11. maddesinde 30.05.2007 tarih ve 5663 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile yapılan değişikliğe göre kültür ve tabiat varlıklarını koruma bölge kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazların zilyetlik yolu ile iktisap edilemeyeceği öngörülmüştür. Bu kanun kapsamında tapulu taşınmazlar yönünden önleyici bir hüküm bulunmamakta olup, taşınmazın tapu kaydı kapsamında kalması halinde kayda değer verileceği kuşkusuzdur. Görüldüğü gibi eldeki dava ile, yukarıda anılan ilama konu davaların tarafları ve konusu aynı olmakla beraber dava sebepleri farklı olup, eldeki davada tapu kaydının kapsamının belirlenmesi zorunlu olması nedeniyle Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/297 Esas, 2010/317 Karar sayılı ilamının davacı yan aleyhine kesin hüküm teşkil ettiğinden söz edilemez. Hal böyle olunca; mahkemece, taraflardan dava ile ilgili tüm delilleri sorulup bildirdikleri deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre işin esası hakkında bir hüküm verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uymayan gerekçe ile ve hatalı değerlendirmeyle yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 16.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.