Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/11391 E. 2014/9378 K. 30.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11391
KARAR NO : 2014/9378
KARAR TARİHİ : 30.06.2014

MAHKEMESİ : MARMARİS 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2011
NUMARASI : 2010/181-2011/575

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında T. Köyü .ada .parsel sayılı 2919,73 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz komşu . parsel sayılı taşınmaza uygulanan tapu kaydının miktar fazlası olarak taşlık niteliği ile Hazine adına tescil edilmiştir. Davacı F.. A.., tapu  kaydı ve  kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece  yapılan   yargılama sonunda davanın kabulüne ve  çekişmeli parselin davacı F.. A.. adına  tesciline   karar   verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, çekişmeli taşınmazın 07.06.1996 tarih ve 2 ve 14.9.2005 tarih ve 3 (kök 30.1.1941 tarih ve 9) sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığını ve halen zilyetliğinin devam ettiğini iddia etmiştir. Mahkemece, taşınmazın 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde yer almasına rağmen parselin tespit tarihinden geriye doğru 20 yıldan çok daha fazla süredir tarım arazisi olarak davacı ve önceki malikler tarafından çekişmesiz ve aralıksız olarak kullanılageldiği, aynı zamanda davacının tutunduğu tapu kaydının kapsamında kaldığı kaldığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Davacının dayandığı tapu kaydının doğusu M.Tepesi, batısı İ. D.. kuzeyi A. Yolu, Güneyi M. K. okumakla gayri sabit sınırlı olup, miktarı ile geçerli olacaktır. Bu nitelikteki tapu kayıtlarının kapsamı sabit sayılan sınırlar esas alınarak miktarına göre belirlendikten sonra bu miktarın dışında kalan yerlerin miktar fazlası olduğunun kabulü gerekir. Davacı dayanağı tapu kaydı komşu.sayılı parsellere de revizyon görmüş ve taşınmazların tapu kayıt kapsamında kaldığı kabul edilmek suretiyle bu tespitler hükmen kesinleşmişlerdir. Davacının dayanak tapu kaydının yüzölçümü 12000 metrekare olup, revizyon gördüğü .. sayılı parsellerin toplam yüzölçümü ile bu miktar neredeyse aynıdır. Hal böyle olunca dava konusu taşınmazın dayanak kayıt kapsamında kaldığından söz edilemez. Miktar fazlası durumundaki çekişmeli taşınmazın edinilebilmesi için 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde aranan şartların davacı yararına oluşup oluşmadığının araştırılması gereklidir. Ne var ki taşınmazın zilyetlik durumu hakkında beyanlarına başvurulan yerel bilirkişi ve tanık sözleri soyut nitelikte olduğu gibi arkeolog bilirkişi raporunda taşınmazın 1. derece arkeolojik ve doğal sit alanında kaldığı bildirilmiş ise de, sit haritaları ile kadastro paftasının çakıştırılmış harita örneği dosya içerisinde bulunmamaktadır. Eksik araştırma ile hüküm verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için, teknik bilirkişi ve arkeolog bilirkişi ile birlikte çekişmeli taşınmazın başında yeniden keşif yapılarak taşınmazın paftası ile sit haritaları çakıştırılarak taşınmazın konumu tam olarak belirlenmeli, keşif sırasında yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarından, kadastro tespit gününe kadar taşınmazda kimin, hangi tarihten itibaren ne şekilde ve hangi sıfatla taşınmaza zilyet olduğu maddi olaylara dayalı olarak sorulmak suretiyle kesin olarak belirlenmeli, taşınmazın birinci derece arkeolojik sit alanı alındığı tarih olan 2008 yılına kadar davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmalı bundan sonra toplanmış ve topalancak tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan hususlar göz önüne alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 30.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.