YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1126
KARAR NO : 2014/3824
KARAR TARİHİ : 03.04.2014
MAHKEMESİ : DEVREK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2013
NUMARASI : 2009/255-2013/47
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, Y. Köyü çalışma alanında bulunan, . ada 31 parsel sayılı 2.363,99 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı M.. P.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı H.. B.., taşınmazın bir bölümü hakkında maliki bulunduğu . ada 29 parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğinde olduğu iddiasına dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı H.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, tereke üzerinde elbirliği mülkiyetinin geçerli olduğu, bir paydaşın diğer pay sahipleri adına dava açma ehliyetinin bulunmadığı gibi diğer pay sahiplerinin davaya katılımının sağlanmasının da mümkün olmadığı, ayrıca davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirme dosya kapsamına ve yasaya uygun düşmemektedir. Davacı, dava dilekçesinde . ada 31 parsel sayılı taşınmaz içerisinde iddia ettiği bölümün . ada 29 parsel sayılı taşınmaza ilave edilerek “adımıza” demek suretiyle tescilini talep etmiş olmakla elbirliği halinde malik bulunulan . ada 29 parsel sayılı taşınmazdaki tüm hissedarlar adına tescil talebinde bulunmuştur. Elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir taşınmaza ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 702. maddesi uyarınca, tüm malikler tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm malikler tarafından birlikte açılması gerekir. Bir paydaşın, özellikle acele hallerde diğer maliklerin de menfaatini korumak için, bütün malikler adına, yalnız başına dava açması mümkün ise de, bu şekilde açılan bir davaya tüm maliklerin katılımı sağlanmadan yürütülemez. Bu halde, diğer maliklerin de davaya katılmalarının sağlanması ya da muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilmesi gerekir. Ancak, bu eksikliğin yargılama sırasında anlaşılması halinde, süre verilmek suretiyle giderilmesi mümkündür. Hal böyle olunca mahkemece, davacıya, süre verilerek diğer pay sahiplerinin muvafakatlarını alması ya da terekeye temsilci atanmasınının sağlanması imkanı tanınarak sonucuna göre işlem yapılması gerekirken bu yön gözetilmeksizin ve de taraf teşkili sağlanmadan işin esasına da girilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi isabetsiz ve davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 03.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.