Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/11160 E. 2014/14166 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11160
KARAR NO : 2014/14166
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

MAHKEMESİ : IĞDIR KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/01/2014
NUMARASI : 2011/35-2014/21

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında …. Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 101 ada 4 parsel sayılı 19.231,25 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı N.. D.. adına tespit edilmiştir. Davacı S.. Y.., tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, 102 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı S.. Y.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece verilen kesin süre içerisinde delil avansı yatırılmadığı gerekçesi ile 3402 sayılı Yasa’nın 36/1. ve 6100 sayılı HMK’nın 324. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmiş ise de, hüküm dosya kapsamı ve yasal düzenlemelere uygun değildir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 36/1. maddesindeki düzenleme, 6100 sayılı HMK’nın 324. maddesindeki delil avansı düzenlemesine göre özel hüküm olması nedeniyle, somut olayda 3402 sayılı Kanun’un 36. maddesinin uygulanacağı kuşkusuzdur. Taraflardan her biri, 3402 sayılı Kanun’un 36. maddesi gereğince, ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenecek avansı verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. 3402 sayılı Kanun’un 36/1. maddesi gereğince avans yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Bu durumda verilecek karar ise, davanın esasına ilişkin olup, taraflar arasında kesin hüküm oluşturacaktır. Mahkemece de verilen kesin süre içerisinde keşif gideri yatırılmadığından 3402 sayılı Yasa’nın 36/1 ve HMK’nın 324. maddeleri uyarınca davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, 3402 sayılı Kanun’un 36. maddesinin uygulanabilmesi için; öncelikle dosyanın keşfe hazır hale getirilmesi gerekmekte olup, dosya keşfe hazır hale geldikten sonra belirlenecek keşif günü ile ilgili ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, taraf tanıkları, uzman bilirkişilere verilecek ücretler, vasıta parası ve yapılacak tebligatlarla ilgili masraflar kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgililere makul bir süre tanınmalı, sürenin başlangıç günü belirtilmeli, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da, bilirkişi adayları, taraf tanıkları ve uzman bilirkişilere çıkarılacak davetiyelerin muhatabına ulaşabilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına özen gösterilmeli, bu ara kararına uymamanın sonuçları, hazır bulunan davacıya ihtar edilip, hazır bulunmayanlara usulen tebliğ edilmelidir. Somut olayda;
26.09.2012 tarihli celsede kurulan ara kararda “100 TL sair gider” ve 09.10.2013 tarihli celsede kurulan ara kararda “200 TL sair” adı altında belirlenen miktarların hangi harcama kalemi için istendiği gösterilmemiş, verilen kesin sürenin başlangıç tarihi belirlenmemiş, daha da önemlisi davacı S.. Y.. vekilinin hazır olmadığı sözü edilen celselerde kurulan ara kararlarının davacı vekiline tebliğine ilişkin bilgi ve belgeye dosyasının gerek fiziki gerekse UYAP üzerinde yapılan incelemesinde rastlanılamamıştır. Diğer taraftan ara kararlar ile 6100 sayılı HMK’nın 114/1-g ve 120. maddelerinde düzenleme bulan ve uymama müeyyidesi davanın usulden reddi olan gider avansına dair yasa maddelerine atıf yapıldığı halde; gerekçede 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 36/1 ve HMK 324. maddelerine dayanılarak hüküm kurulmuştur. Yöntemine uygun olmayan ara kararlarına hukuki sonuç bağlanması mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenlerle mahkemece yapılacak iş; az yukarıda açıklanan biçimde 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 36/1. maddesinde düzenlenen delil avansına özgü ara karar kurularak, yargılamanın seyri çerçevesinde karar vermek olmalıdır. Kabule göre de; temyize konu çekişmeli taşınmaz 101 ada 4 parsel sayılı taşınmaz iken, hatalı olarak 102 ada 4 parsel sayılı taşınmaz hakkında hüküm kurulması dahi isabetsiz olup, davacı S.. Y.. vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 01.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.