Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/11011 E. 2014/13841 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11011
KARAR NO : 2014/13841
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

MAHKEMESİ : AKÇAABAT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/03/2014
NUMARASI : 2012/162-2014/59

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden R.. B.. geldi. Aleyhine temyiz istenilen taraftan gelen olmadı. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sonucunda ….Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda davacı H.. B.. adına kayıtlı olan eski 363 parsel sayılı 7.960 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 552 ada 130 parsel numarası ile ve 7871,05 metrekare yüzölçümlü olarak; davalılar F.. B.. ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 364 parsel sayılı 7.980 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise 552 ada 131 parsel numarası ile ve 7.934,96 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir. Davacı H.. B.., uygulama kadastrosu sırasında zeminde mevcut kadim sınırlara ve fiili tasarruf şekline itibar edilmediğinden kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin davalılara ait 552 ada 131 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 552 ada 131 parsel sayılı taşınmazın 17.09.2013 tarihli fen bilirkişisi rapor ve eki olan krokide (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerinin tapu kaydının iptali ile davacıya ait 552 ada 130 parsel sayılı taşınmaza ilave edilmek sureti ile davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, fen bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor ve eki olan krokide (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerin davacı tarafa ait olduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise verilen karar usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmamaktadır. Davacı uygulama kadastrosu sırasında her iki tarafa ait taşınmazlar arasındaki sınırın davalılar lehine olacak şekilde değiştirilmesi sureti ile taşınmazının yüzölçümünün eksildiğini ileri sürerek; gerek hatalı olan tapulama paftasının, gerekse aynı hatalı paftaya dayanılarak düzenlenen uygulama kadastro paftasının iptali ile müşterek sınırın kadim mülkiyet durumuna uygun olarak düzeltilmesini ve kendi taşınmazından davalı tarafın taşınmazına ilave edilen bölümün adına tescilini istemiştir. Keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda tesis kadastrosu paftası ile uygulama kadastrosu paftasının birebir örtüştüğü belirtilmiş, raporda herhangi bir tersimat, ölçü ya da hesap hatasından bahsedilmemiştir. Uygulama kadastrosunun genel amacı, teknik açıdan yetersiz kalan, uygulama niteliğini
kaybeden, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği anlaşılan kadastro haritalarının yenilenmesi ve uygulanabilir hale getirilmesi olup; mülkiyet ihtilaflarını canlandırmak veya çözmek değildir. Davacı taraf, çekişmeli 552 ada 131 parsel sayılı taşınmazın 400 m2’lik bölümünün kendisine ait 552 ada 130 parsele ilave edilmek sureti ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiş olduğuna göre; ihtilafın mülkiyete ilişkin olup, açılan iş bu davanın uygulama kadastrosu kapsamında değil tesis kadastrosu ile oluşan tapu kaydına karşı açılan tapu iptal ve tescil davası olarak değerlendirilmesi zorunludur. Dosya kapsamından dava konusu taşınmazların öncesini oluşturan 363 ve 364 parsel sayılı taşınmazların tesis kadastrosunun 15.11.1954 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığına göre mahkemece 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği göz önünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, esasa girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalıların temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 25.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.