YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10987
KARAR NO : 2014/14622
KARAR TARİHİ : 08.12.2014
MAHKEMESİ : FETHİYE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2013
NUMARASI : 2012/25-2013/825
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında … Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda M.. Y.. adına kayıtlı bulunan eski ada 82 parsel sayılı 3300 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 231 ada 32 parsel numarasıyla ve 3.928,54 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir. Davacı R.. K.., uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taraflara ait taşınmazların fiili sınırlarında değişiklik olmadığı, uygulama kadastrosunda taşınmazların sınırlarının doğru olarak tespit edildiği kabul edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi gereğince yapılan ve kesinleşen uygulama kadastrosundan kaynaklanmaktadır. Mahkemece tesis paftası ile uygulama paftası çakıştırılmak suretiyle eksikliğin nereden kaynaklandığı teknik bilirkişilerce belirlenmeksizin eksik inceleme ile karar verilmiştir. Hal böyle olunca; mahkemece, öncelikle denetime veri teşkil edecek ortofoto, tesis kadastrosu haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve harita mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalı; keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan ilk tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, fen bilirkişisinden uygulama kadastrosuna esas teşkil eden bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişi raporunda, ilk tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların yönetmelik hükümlerine uygun olarak tespit edilip edilmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve
haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlar ve “ada raporu” ile “uygulama tutanağı ve haritasını” irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı ayrıntılar yer almalı; ayrıca birincisi, ortofoto üzerinde ilk tesis kadastrosuna ait harita ile uygulama haritasını ada bazında, ikincisi çekişmeli taşınmaz ve komşularını kapsar bazda ve üçüncüsü ise ilk tesis kadastro haritası ile çekişmeli taşınmazın zeminini çakıştırır bazda en az üç adet harita düzenlenmesi ve uygulama haritasında yanlışlık varsa, doğru sınırları gösterir harita tanzim edilmesi istenmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra ihtilafın teknik hatadan mı kaynaklandığı yoksa mülkiyet uyuşmazlığına mı ilişkin olduğu kesin olarak belirlenmeli, mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosu ile çözümlenemeyeceği göz önünde bulundurulmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilmelidir. Somut olayda mahkemece; yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmadan karar verilmiş olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 08.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.