YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1084
KARAR NO : 2014/3818
KARAR TARİHİ : 03.04.2014
MAHKEMESİ : KORGAN KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/05/2013
NUMARASI : 2009/174-2013/16
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, Y.Köyü çalışma alanında bulunan, temyize konu, .1 ada 3, 4, 6. ada 1 ve 6. ada 1 parsel sayılı 2.962,28; 3.124,58; 125,83; 321,97 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı M.. K.. adına tespit edilmiştir. Davacı H.. K.., satın alma, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazların murisi Ş.K. mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi M.. K.. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı H.. K.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı H.. K.., çekişme konusu taşınmazların murisi Şükrü tarafından davalı M.. K..’dan satın alındığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece çekişme konusu taşınmazların bir kısmının taksimen bir kısmının ise satınalma yoluyla M.. K.. tarafından edinildiği doğru bir şekilde tespit edilmiştir. Esasen bu konuda taraflar arasında bir ihtilaf da bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf; çekişme konusu taşınmazların davalı M.. K.. tarafından davacı murisi Şükrü Karabay’a satılıp satılmadığı noktasındadır. Keşif sırasında beyanına başvurulan tanık S. K. çekişme konusu taşınmazların 1990 da davalı tarafından önce dava dışı T. Ç.’a satıldığını, Tevfık’in ise taşınmazları davacılar murisi Şükrü’ye sattığını, bu tarihten 2001 yılına kadar Şükrü tarafından kullanıldığını, 2001 yılında Şükrü’nün ölümüyle davalının yapılan satışı inkar ettiğini ancak davacı ve davalıyı bizzat kendisinin anlaştırdığını ve bu anlaşmaya göre 621 ada 4, 622 ada 1 ve 623 ada 1 parsellerin davalıya diğer taşınmazların ise davacıya bırakıldığını 2009 yılına kadar da bu şekilde kullanıldığını beyan etmiş, yine davacı tanığı A.. Ç.. da bu satışı doğrular nitelikte beyanda bulunmuştur. Diğer yerel bilirkişi, tespit bilirkişisi ve tanık beyanları ise ihtilafın çözümü konusunda somut, olaylara dayalı, yeterli ve açık beyanlarda bulunmamışlardır. Diğer taraftan çekişme konusu taşınmazların kullanımı konusunda da alınan beyanlar yeterli değildir. Eksik ve yetersiz incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz. O halde, doğru sonuca ulaşabilmek için mahallinde, üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, tespit bilirkişileri katılımıyla keşif yapılmalı, dinlenecek bilirkişi ve tanıklardan
çekişme konusu taşınmazların 1990 yılından 2001 yılına kadar kim tarafından hangi sıfatla kullandığı, davacı murisi Şükrü’nün kullanımı olup olmadığı, 2001 yılında davacı ve davalı arasında yapılan anlaşmadan sonra kullanımın ne şekilde olduğu, kullanıma itiraz eden olup olmadığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çıkabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, dava konusu taşınmazların kullanımı tanık Salih Karabay beyanlarını doğrular nitelikteyse satış ve anlaşmanın varlığı gözönünde bulundurularak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapılmaksızın yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
03.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.