YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10839
KARAR NO : 2014/16268
KARAR TARİHİ : 29.12.2014
MAHKEMESİ : ÇERKEŞ KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2013
NUMARASI : 2006/183-2013/6
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında … Köyü çalışma alanında bulunan 126 ada 1 parsel sayılı 4.553,89 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle M.. U.. adına, 126 ada 80 parsel sayılı 4.834,92 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Y.. U.. adına, 126 ada 81 parsel sayılı 9.529,63 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle G.. U.. adına tespit edilmiştir. Davacılar Ş.. G.. ve M.. M.., miras yoluyla gelen hakka, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında R.. U.., 126 ada 81 parsel sayılı taşınmazın muris S. U. intikal ettiği ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 126 ada 80 ve 1 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile İ. G. mirasçıları adına elbirliği halinde mülkiyet hükümleri uyarınca tapuya tesciline, çekişmeli 126 ada 81 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile S. U. mirasçıları adına elbirliği halinde mülkiyet hükümleri uyarınca tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar Y.. U.. ve M.. U.. tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraz davasıdır. Mahkemece her ne kadar … İlçesi .. Köyü Köyönü Mevkiinde kain 126 ada 1 ve 80 nolu parsellerin davacıların babası İ.. G.. tarafından; .. ilçesi … Köyü Köyönü Mevkiinde kain 126 ada 81 parselin ise davalı R.. U..’ın babası S. U. tarafından kullanıldığı ve tespitlerinde mirasçıları adına yapılması gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabul kısmen reddi şeklinde karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Dosyada yapılan incelemede; davalı tarafa usulünce delillerini bildirmek için süre verilmediği ve delillerin tam olarak toplanmadığı, davacı tarafın dayanağı olan Şubat 295 tarih 205 sıra numaralı tapu kaydı keşif esnasında mahallinde yöntemine uygun şekilde uygulanmamış olup keşif sırasında alınan beyanlarda doğu hududu “dere” okuduğu ve bu şekilde tutanağa geçtiği halde, derenin mevcut krokide kuzeybatıda görüldüğü, dosya içerisindeki fen bilirkişi raporu ile mahalli bilirkişi beyanları arasında çelişki bulunduğu, bu çelişkinin giderilmediği ve ayrıca davalı tarafın dayandığı 1938 tarih 73 tahrir numaralı vergi kaydının keşif esnasında uygulanmadığı, hal böyle olunca varılan sonucun isabetsiz olduğu anlaşılmaktadır. Eksik inceleme ile karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece öncelikle davalı tarafın tanık ve delillerini bildirmesi için usulüne uygun süre verilmeli, tapu kayıtları ve vergi kayıtlarının kadastro sırasında revizyon görüp görmediği merciilerinden sorularak, varsa revizyon gördüğü parsellere ait onaylı tutanak örnekleri, tutanakları kesinleşmiş ise kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları getirtilip, dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve uzman bilirkişiler huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında tarafların dayandığı tapu kayıtları ve vergi kayıtları okunup, varsa revizyon gördüğü parseller de dikkate alınarak hudutları mahalli bilirkişilere zeminde tek tek gösterilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, hudutlarda farklılık tespit edildiği takdirde bu farklılığın açıklattırılarak çelişki giderilmeli, yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği hudutların teknik bilirkişiye haritasında işaret ettirilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri, komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 29.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.