YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10833
KARAR NO : 2014/12323
KARAR TARİHİ : 04.11.2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2014
NUMARASI : 2013/419-2014/59
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında …Mahallesi çalışma alanında bulunan 247 ada 12 ve 244 ada 16 parsel sayılı 194,20 ve 205,57 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit edilmiş, daha sonra açılan davalar sonucunda; 247 ada 12 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine, 1990 yılından beri G.. A..’nın kullanımında olduğu, 244 ada 16 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine ise 1992 yılından beri E.. Ş..’in kullanımında olduğuna dair şerhler verilmiştir. Davacı R.. B.., çekişmeli taşınmazların kendi kullanımında olduğu iddiasıyla adına zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının talebinin, zilyetliğin korunmasına ilişkin dava niteliğinde olduğu gerekçesiyle görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı R.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen kullanım kadastro tutanağına karşı, tapu kaydının beyanlar hanesine davacının fiili kullanıcı olduğu şerhinin yazılması istemine yöneliktir. Bu nitelikteki davalar, kimlik bilgilerinin düzeltilmesine ilişkin davalardan farklı olarak tapu kaydının beyanlar hanesinde esaslı değişiklik yapılması sonucunu doğurduğundan zilyetliğin korunması davası olarak nitelendirilemeyeceği gibi, 6100 sayılı Yasa’nın yürürlük gününden sonra açılmış olması nedeniyle de davaya bakmak Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girmemektedir. Hal böyle olunca; görevli Asliye Hukuk Mahkemesince davanın esasına girilerek tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece davanın nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek görevsizlik kararı verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 04.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.