YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10817
KARAR NO : 2014/16267
KARAR TARİHİ : 29.12.2014
MAHKEMESİ : KAVAK SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2014
NUMARASI : 2012/152-2014/70
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; ”mahkemece Hazinenin tanık ve delillerini bildirmesi için süre ve imkan tanınması, göstereceği veya gösterdiği tüm tanıkların yerel bilirkişilerle birlikte davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmazlara ilişkin bulunması nedeni ile yerel bilirkişi ve tanıkların mümkün olduğunca taşınmaz başında yapılacak keşifte dinlenmeleri, komşu parsellere ait kadastro tutanak ve dayanaklarının keşif esnasında uygulanması, vergi kayıtlarının gerçek malikinin Hazine mi yoksa kayıtta adı geçen şahıs mı olduğu üzerinde durulması (Devlet Malı) tabiri ile bitişikte vergi kayıtlarında sınır olarak gösterilen (Emvali Milliye) tabiri ile neyin kastedildiği yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığı kavuşturulması, taşınmazın hangi yollarla davacılara kaldığı, zilyetliğin süresi ve şekli konusunda kapsamlı bilgi alınması, ayrıca muris ve davacılar ile dava dışı mirasçıların belgesizden taşınmaz edinip edinmediklerinin ayrıntılı bir şekilde araştırılması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma ilamı gereklerinin eksiksiz olarak yerine getirilmesi zorunludur. Hükmüne uyulan bozma ilamında Hazinenin tanık ve delil bildirmesi için süre ve imkan tanınması, tüm tanıkların ve bilirkişilerin davetiye ile keşif mahalline çağrılmaları, mümkün olduğunca tüm tanıkların taşınmaz başında dinlenmeleri, komşu parsellere ait kadatro tutanak ve dayanaklarının keşif esnasında uygulanması ve vergi kaydında kayıtlarının gerçek malikinin Hazine mi yoksa kayıtta adı geçen şahıs mı olduğu üzerinde durulması (Devlet Malı) tabiri ile bitişikte vergi kayıtlarında sınır olarak gösterilen (Emvali Milliye) tabiri ile neyin kastedildiğinin açıklığa kavuşturulması gereğine değinilmiştir. Mahkemece taraflar tanıklarını bildirdikleri halde tanıkların ve mahalli bilirkişilerin keşif mahalinde hazır bulunmaları hususunda tebligat yapılmadığı, hazır bulundurulmaları hususunda sonuçları belli olmayan “taraflara ihtarat yapıldığı” şeklindeki bir beyanla süre verildiği görülmektedir. Mahkemece, ispat yükümlülüğü üzerinde bulunan davacı tarafın delil listesinde bildirdiği tanıklara hükme esas alınan keşifte hazır olmaları
için usulüne uygun davetiye tebliğ edilmemiş, taraflara tanıklarını keşif mahallinde hazır etmeleri istenmiş, tüm tanıklar taşınmaz başında dinlenmemiş, varsa nedenleri de hüküm yerinde gerekçeleri ile açıklanmamıştır. Keşif ara kararında davacıya tanıklarını keşif mahallinde hazır bulundurma yükümlülüğü yüklenemez. Ayrıca davacı tarafın tanıkları dinlenmeden de hüküm kurulamaz. O halde, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için davacı tarafa 3402 sayılı Yasa’nın 36. maddesi uyarınca usulüne uygun ihtar yapılmak suretiyle delil listelerinde belirtilen tanıkların keşif gününden haberdar edilebilmesi için gerekli davetiye tebliğ masrafının da yatırılması sağlanmalı, bundan sonra, mahallinde yeniden keşif yapılarak davacı tarafın delil listesinde isimlerini bildirdiği tanıkları dinlenmeli, ondan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 29.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.