Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/10788 E. 2014/13832 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10788
KARAR NO : 2014/13832
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

MAHKEMESİ : KASTAMONU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/02/2014
NUMARASI : 2012/438-2014/29

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden M.. A.. vekili Avukat M.. S.. ile aleyhine temyiz istenilen Hazine vekili Avukat D… G…geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar vekili 15.08.2012 havale tarihli dava dilekçesinde; … Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 853 ada 382, 383, 384 ve 392 parsel sayılı 106.895.64, 57.370.75, 82.600 ve 36.200 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlarının kadastro sırasında taşlık, kıraç ve çalılık olduğundan bahisle tespit dışı bırakıldığını, daha sonra 1991 yılında idari yoldan Hazine adına tapuya tescil edildiğini, ancak taşınmazların müvekkillerinin murisleri adına tapuda kayıtlı olduğunu belirterek kadastro öncesi eski tapu kayıtlarına dayanarak Hazine adına mevcut tapu kayıtlarının iptali ve miras payları oranında müvekkilleri adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro çalışmaları sırasında taşlık olarak tescil harici bırakılan ve 1991 yılında Hazine adına idari yoldan tapuya bağlanan taşınmazların tapu kaydının iptaline ilişkindir. Mahkemece dava konusu taşınmazların bulunduğu mahallede kadastro tespitinin 1966 yılında kesinleştiği ve bu kesinleşmeden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde yalnızca hakkında tutanak düzenlenen taşınmazlarla ilgili olarak 10 yıllık hak düşürücü süre belirlenmiş olup, gerek 3402 sayılı Yasa’da, gerekse 4721 sayılı Yasa’nın tescil hükümlerini düzenleyen maddelerinde, hakkında tutanak düzenlenmeyerek tespit harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanılarak dava açılmasını engelleyen ya da hak düşürücü süre belirleyen yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Hal böyle olunca mahkemece işin esasına ilişkin araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 1.100.00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren davacı tarafa verilmesine,
peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, 25.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.