Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/10751 E. 2014/8447 K. 16.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10751
KARAR NO : 2014/8447
KARAR TARİHİ : 16.06.2014

MAHKEMESİ : ÜMRANİYE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2011
NUMARASI : 2010/590-2011/790

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında  A..Mahallesi çalışma alanında bulunan ..ada .. parsel sayılı 299,59 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı ve parselin G.. Ç.. ve A.. G..’ün tasarrufunda olduğu şerhi verilerek davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı R.. B.., taşınmazın satın alma suretiyle kendi zilyetliğinde bulundurduğunu, ancak 5831 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan güncelleme listelerinde davalılar G.. Ç.. ve A.. G..’ün tasarrufunda bulunduğunun tespit edildiğini iddia ederek, taşınmazın beyanlar hanesinde adına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm, davacı R.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; şerhe yönelik davanın 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesi gereği kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içerisinde genel mahkemede açılabileceği, davanın süresi içerisinde açılmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin kabul ve değerlendirmesi dosya içeriğine uygun bulunmamaktadır. Çekişmeli .. ada..parsel sayılı taşınmazın ilk tespiti 1997 yılında, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu açıklanarak ve tutanağın edinme sütununda zilyetleri gösterilmek suretiyle Hazine adına tespit yapılmış; ilk tespit 1998 tarihinde kesinleşmiştir. Daha sonra çekişmeli taşınmaz hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 5831 sayılı Yasa ile değişik (Ek Madde 4.) maddesi uyarınca yapılan çalışmalar kapsamında güncelleme yapılmıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden, çekişmeli taşınmaz hakkında güncelleme tutanağı düzenlenmeden çekişmeli taşınmazın güncelleme listesine alınarak yine A.. G.. ve G.. Ç..’in kullanımda olduğunun tespit edildiği, kullanıcıda değişiklik olmadığından tapu kaydında değişiklik yapılmadığı anlaşılmaktadır. Davacı R.. B.., 12.11.2010 tarihli dava dilekçesi ile Hazine ile A.. G.. ve G.. Ç.. aleyhine dava açmıştır. Dava kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde olup, çekişmeli taşınmazla ilgili olarak düzenlenen güncelleme listesi kesinleştirilerek Tapu Müdürlüğüne gönderildiğine ve davacı, 3402 sayılı Yasa’nın Ek 4. maddesi kapsamında fiili kullanıcı olduğunun tespiti istemi ile dava açtığına göre, kesinleşen güncelleme tespitine karşı dava açılmış olması nedeniyle anılan Yasa
maddesi uyarınca davanın esasına girilerek Asliye Hukuk Mahkemesince bir değerlendirme yapılması zorunludur. Öte yandan aynı taşınmaz hakkında İstanbul Anadolu 25. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/1199 esas sayılı dosyası ile dava açıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için, öncelikle eldeki dosya ile 25. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/1199 esas sayılı dosyası arasındaki hukuki ve fiili irtibat değerlendirilerek birleştirme husus düşünülmeli, bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 16.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.