YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10721
KARAR NO : 2014/14366
KARAR TARİHİ : 02.12.2014
MAHKEMESİ : BARTIN KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/02/2014
NUMARASI : 2013/166-2014/9
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “A. G. 23.08.1987 tarihli senetle çekişmeli taşınmazı H.. G..’e bağışlayarak zilyetliğin devredildiği belirtilerek davalının dayandığı ve Hatice ile davalı arasında düzenlenen 15.06.1992 tarihli senetteki tanıkların hazır olduğu halde keşif yapılarak taşınmazın muris Hatice tarafından davalıya satılıp satılmadığı, satılmış ise zilyetliğin ne zaman devredildiğinin araştırılması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, dava konusu 132 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile fen bilirkişileri S. G. ile Ö.A. 18.11.2013 tarihli rapor ekinde sarı renkli (A) ile gösterilen alanın dışında kalan 1.401,44 m2’lik kısmın H.. G..’ün veraset ilamına göre eşit hisseyle A.. B.., H.. G.. ve H. Y. adlarına tapuya kayıt ve tescillerine, (A) ile gösterilen 91,61 m2’lik alanın ise adanın son parsel numarası verilmek suretiyle tarla vasfıyla S.. Y.. adına tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı H.. G.. vs. vekili ile davalı S.. Y.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar H.. G.. vs. vekilinin temyiz itirazları, mahkemece çekişmeli taşınmazın fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ve sarı renkle gösterilen kısmına ilişkin ret hükmü kurulması nedeniyle davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin bulunmaktadır. Fen bilirkişi raporunda (A) harfi ve sarı renk ile gösterilen kısmın murise ait olmadığı, davalının dava dışı komşu taşınmaz malikinden satın aldığı tarafların kabulündedir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalı S.. Y..’ün temyiz itirazlarına gelince; mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davalının tutunduğu senedin çekişmeli taşınmazı kapsadığı ancak senet tarihinde taşınmazın davalının zilyetliğine geçmediği, çekişmeli taşınmazın Hatice’nin vefatına kadar kızı Hafize ile birlikte davalı tarafından kullanıldığı, Hatice’nin vefatından sonra da çekişmeli taşınmazın tereke mevcudu içinde elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğundan bahisle hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava konusu yerin A. G. ait iken Arif’in 23.08.1987 tarihli senetle H.. G..’e bağışlayarak zilyetliğin devredildiği Yargıtay’ca benimsenmiş olup, bozma ilamına uyulmakla da müktesep hak oluşmuştur. Yine davalının dayandığı 15.06.1987 tarihli senedin taşınmaza aidiyeti uyuşmazlık konusu değildir. Ayrıca H.. G..’ün 15.06.1992 tarihli senetle dava konusu yeri davalı S.. Y..’e sattığı ve zilyetliğini devrettiği senet içeriğinde belirtildiği gibi tanık anlatımları ile tespit tarihinden önce 2000 yılında davalı S.. Y..’ün fiilen zilyetliğinde olduğu benimsenmiş olduğuna göre davalı bakımından 3402 sayılı Kanun’un 14. maddesi gereğince zilyetlikle edinme koşulları gerçekleşmiştir. O halde, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulması isabetsiz olup, açıklanan nedenlerle davalı S.. Y..’ün temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 02.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.