YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/107
KARAR NO : 2014/1070
KARAR TARİHİ : 11.02.2014
MAHKEMESİ : KAŞ KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2013
NUMARASI : 2009/137-2013/159
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında A.. Köyü çalışma alanında bulunan 368 ada 27 parsel sayılı 2806,73 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, satın alma, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle S.. B.. ve hissedarlar adına veraseten iştirak halinde tespit edilmiştir. Davacı D.. B.., irsen intikal, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 3402 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ve 6100 SK’nın 189/1, 194/1, 318 ve 94/3. maddeleri uyarınca kesin süre içerisinde keşif avansı yatırılmadığından ispatlanamayan davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacının davasını kanıtlayabilmesi için keşif yapılmasının zorunlu bulunduğu, keşfe ilişkin kesin süre ihtaratlı keşif ara kararının gereklerini süresinde yerine getirmediğinden ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 36. maddesinin mahkemece verilen süreye riayet etmeyen taraf aleyhine uygulanabilmesi için ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, tanık, teknik bilirkişilere verilecek ücretlerle vasıta parasının ve yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgiliye makul ve belirli bir süre tanınması, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında bilirkişi adayları ve tanıklara davetiye tebliğ edilip, arazi başında hazır olmalarının bildirilebilmesi için uygun bir sürenin bulunması gerekmektedir. Somut olayda; hükme esas alınan 29.3.2013 tarihli keşif ara kararı, taraf tanıklarına yapılacak tebligat giderlerinin kalemler halinde gösterilmemesi, ayrıca kesin sürenin son günü ile keşif günü arasında yeterli sürenin bulunmaması nedeniyle yasaya uygun bulunmamaktadır. O halde, doğru sonuca ulaşabilmek için yeniden keşif günü tayin edilerek keşif giderlerinin karşılanması için yöntemine uygun şekilde kesin süre verilmelidir. Davacı tarafın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 11.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.