YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10539
KARAR NO : 2014/8851
KARAR TARİHİ : 20.06.2014
MAHKEMESİ : ÜNYE KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/07/2013
NUMARASI : 2011/11-2013/25
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında K.Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda paylı olarak H..G.. ve müşterekleri adına kayıtlı eski . parsel sayılı 5.560 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, .. ada .. parsel numarasıyla, tapuda elbirliği halinde M.. K.. ve müşterekleri adına kayıtlı eski.. parsel sayılı 10.040 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ..ada .. parsel numarasıyla, Ünye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/368 Esas sayılı dava dosyasında davalı oldukları ve ortak sınır ile yüzölçümlerinin Kadastro Mahkemesi tarafından tespit edilmesi gerektiği belirtilmek suretiyle davalı olarak tespit edilmiş ve uygulama tutanakları Kadastro Mahkemesine devredilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda “davanın kabulü ile, Ordu İli Çaybaşı İlçesi K.. Mahallesinde kain eski 669 (yeni . ada . parsel) sayılı taşınmaz ile ilgili olarak fen bilirkişileri M.. Y.. ve D.. Ö..’nün 23.05.2013 tarihli raporuna ekli EK-2 nolu krokide (A) harfi ile gösterilen 87.52 metrekarelik ve (C) harfi ile gösterilen 23,21 metrekarelik kısımların .ada. parsel sayılı taşınmaza ilave edilmek suretiyle dava konusu . ada . parsel (eski .. sayılı taşınmazın yüzölçümünün 10.096,78 metrekare olarak tespiti ile tapuya kayıt ve tesciline; Ordu İli Ç. İlçesi K.. Mahallesinde kain eski . (yeni .. parsel) sayılı taşınmaz ile ilgili olarak fen bilirkişileri M. Y. ve D. Ö.’nün 23.05.2013 tarihli raporuna ekli EK-2 nolu krokide (B) harfi ile gösterilen 48.29 metrekarelik ve (D) harfi ile gösterilen 17,04 metrekarelik kısımların .ada .parsel sayılı taşınmaza ilave edilmek suretiyle dava konusu .ada . parsel (. sayılı taşınmazın yüzölçümünün 5.818,32 metrekare olarak tespiti ile tapuya kayıt ve tesciline” karar verilmiş; hüküm, davalı A.. G.. tarafından temyiz edilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosunun amacı, tesis kadastrosu ya da sonrasında yapılan ifraz ve tevhid işlemleri sırasında yapılan sınırlandırma hataları ile ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek suretiyle taşınmazların planlarını ve pafta haritalarını yenileyip, tapu sicilinde gerekli düzenlemeleri yapmaktır. Anılan maddenin 3. fıkrası, “yapılacak çalışmalarda 2, 4, 14, 17, 19 ve 21 inci maddeler ile 13 üncü maddenin (B) ve 20 nci maddenin (B), (C) ve (D) bentleri hükümleri uygulanmaz.” hükmünü içermektedir. Bu fıkrada, 3402 sayılı Yasa’nın 5 ve 27. maddelerinde sözü edilen “davalı” taşınmazlara ilişkin hükümler “uygulanmayacak maddeler” arasında sayılmamıştır. Ne var ki; Kadastro Kanunu’nun “uygulanmayacak” maddeleri arasında sayılmadığı için, uygulama kadastrosunda da geçerli olan maddelerin kapsamları değerlendirilirken, uygulama kadastrosunun amacının göz önünde bulundurulması zorunludur. Bu nedenlerle, genel mahkemelerden aktarılacak davaların niteliği; başka bir ifade ile hangi davalar nedeniyle uygulama kadastrosu tutanaklarının “davalı” olarak tanzim edilip Kadastro Mahkemesine gönderilmesi gerektiği hususları da bu amaca uygun olarak belirlenmelidir. Uygulama kadastrosunun amacı dikkate alındığında, uygulama kadastrosu tutanağının “davalı” olarak düzenlenmesi için görülmekte olan davaların sınır ya da yüzölçümü ihtilaflarına ilişkin bulunması ve yargılama sonunda verilecek hükmün, taşınmazın kadastral sınırlarını değiştirme ihtimalinin bulunması zorunludur. Nitekim, 3402 sayılı Yasa’nın 22/2-a maddesinin uygulanmasına ilişkin çıkarılan ve 29.11.2006 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan “Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Gerekli Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin” yönetmeliğin 28. maddesinde söz konusu davalardaki uyuşmazlığın “taşınmazların sınırına ve yüzölçümüne yönelik” olması gerektiği vurgulanmıştır. Çekişmeli taşınmazlar arasındaki ortak sınırın kadastro sırasında yanlış belirlendiği iddiasına dayalı kadastro tespitine itiraz davaları ile aynı sebebe dayalı tapu iptal-tescil davaları ve 3402 sayılı Yasa’nın 41. maddesinden kaynaklanan davalar, yönetmelikte sözü edilen davalardır. Somut olayda, uygulama tutanaklarında sözü edilen Ünye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/368 Esas numarasında kayıtlı dava, çapa dayalı elatmanın önlenmesi davası olup; bu tür davalar sonunda verilecek hükümler, çekişmeli taşınmazların kadastral sınırlarını değiştirmeyeceğinden, yukarıda yer alan açıklamalar karşısında, uygulama tutanağının “davalı” olarak düzenlenip Kadastro Mahkemesine gönderilmesini gerektirecek davalardan değildir. Nitekim, Asliye Hukuk Mahkemesince söz konusu dava, Kadastro Mahkemesine aktarılmamış; doğru olarak uygulama kadastrosunun sonuçlanıp kesinleşmesinin beklenmesine karar verilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece; uygulama kadastrosunun olağan usule göre tamamlanması için, hükme konu taşınmazlara ait uygulama tutanaklarının Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Davalı A.. G..’in temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
20.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.