YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10494
KARAR NO : 2014/13828
KARAR TARİHİ : 25.11.2014
MAHKEMESİ : BURHANİYE KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2014
NUMARASI : 2013/76-2014/14
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden taraftan gelen olmadı. Aleyhine temyiz istenilen Hazine vekili Avukat D.. G.. geldi. Gelen tarafın yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında Kalabak Köyü çalışma alanında bulunan 218 ada 209 parsel sayılı 233,88 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 2000 yılından beri M.. Ö..’in kullanımında olduğu, üzerindeki 2 katlı betonarme evin M.. Ö..’e ait olduğu şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı M.. Ö.., taşınmazın kendi adına 1961 tesis tarihi tapu kaydında kayıtlı olduğunu ve 20 yılı aşkın süredir de zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu, 1985 yılında tescil edilen davalı Hazinenin tapu kaydının mükerrer kayıt olduğunu belirterek davalı Hazine adına yapılan mülkiyet tespitinin iptali ile kendi adına tespit edilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kullanım kadastrosunun amacı, 6831, sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine orman sınırları dışına çıkarılarak mülkiyetinin Hazineye ait olduğu kesinleşen taşınmazlardaki fiili kullanım durumlarının, varsa taşınmaz üzerindeki muhdesatın kime ya da kimlere ait olduğunun, kim ya da kimler tarafından kullanıldığının belirlenmesine yöneliktir. Davacı, her ne kadar kullanım kadastrosu tespitinin askı ilanına ilişkin süre içinde dava açmış ise de; çekişmeli 218 ada 209 parsel sayılı taşınmazın tapuda adına kayıtlı olduğunu, davacı Hazine adına 1985 yılında oluşan tapu kaydının mükerrer kayıt olduğunu, ayrıca taşınmazın 20 yılı aşkın süredir kendi zilyet ve tasarrufunda olduğunu ileri sürerek mülkiyet tespitinin iptali ile taşınmazın kendi mülkiyetinde olduğunun tespitini talep etmiş olduğuna göre ihtilafın kullanım kadastrosundan kaynaklanmayıp, mülkiyete ilişkin olduğu kuşkusuzdur. Dava konusu taşınmaz 1971 yılında yapılan orman kadastrosu çalışmalarında orman sınırları içinde bulunup 1979 yılında 6831 sayılı Yasa’nın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesine göre yapılan çalışmalarda orman sınırları dışına çıkarılmış ve bu işlem de kesinleşmiştir. İhtilaf mülkiyete yönelik olduğuna göre orman kadastrosu tespiti kesinleşen taşınmazlar hakkında mülkiyet iddiası ile açılacak davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Hal böyle olunca; Mahkemece kullanım kadastro tutanağının usulüne göre kesinleştirilmesi için Kadastro Müdürlüğüne iadesine, mülkiyet uyuşmazlığının çözümü
yönünden ise görevsizlik kararı verilerek, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, esasa girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 25.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.