YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10484
KARAR NO : 2014/16119
KARAR TARİHİ : 25.12.2014
MAHKEMESİ : SAVUR KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2014
NUMARASI : 1985/186-2014/31
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, … Köyü çalışma alanında bulunan, 1362, 1363 parsel sayılı 3.250,00 ve 7.625,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar vergi kaydı, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ayrı ayrı davalılar S.. E.. ve T.. E.. adlarına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında F.. T.., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın katılan yönünden reddine, davacı Hazine yönünden kabulüne, çekişmeli 1362 ve 1363 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin iptaliyle davacı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar Tenzile ve S.. E.. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davalılar T. (Z.) E. ve S.. E..’nun üst bayii S.. E.. ile Selim mirasçıları adlarına çekişmeli taşınmazların bulunduğu … Köyü kadastro çalışma alanında belgesiz zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmaz miktarının yasal sınırı aştığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Dosyadaki evraklardan, 100 dönüm hesabında çekişme konusu taşınmazları davalılara hibe ettiği anlaşılan S.. E.. ve mirasçıları adına tespit edilen taşınmazlar ile davalı T. (Z.) adına tespit edilen taşınmazların birlikte dikkate alındığı anlaşılmaktadır. Çekişme konusu taşınmazlar S.. E.. tarafından davalılara hibe edildiğine ve davalıların tek başlarına kazanmayı sağlayan 20 yıllık zilyetlik süresini dolduramadıklarına göre taşınmazları kendilerine hibe eden Selim ve onun mirasçıları adına S. miras yoluyla intikal eden tüm taşınmazların 100 dönüm hesabında dikkate alınması gerektiği doğru bir şekilde tespit edilmiştir. Ancak, davalı T. (Z.) adına senetsizden tespit edilen taşınmazların edinme sütununda taşınmazların T. (Z.)’nin murisinden intikal ettiği belirtildiğine ve davalı T. (Z.) S. mirasçısı olmadığına göre bu taşınmazların 100 dönüm hesabında sadece T. (Z.) adına tespit edilen taşınmazların 100 dönümü aşması halinde dikkate alınabileceği, S. ve mirasçıları adına tespit edilen taşınmazlar yönünden 100 dönüm hesabına katılamayacağı şüphesizdir. Diğer taraftan S. mirasçısı B. ve A. adına tespit edilen taşınmazların edinme nedeninde 20 yılı aşkın süredir kendi zilyetlikleri de olduğu belirtildiğine göre bu kişiler adına yapılan tespitlerde S. belgesizden edindiği taşınmazlar hesabına katılamayacaktır. Sonuç itibariyle davalılar T. (Z.) ve S. yönünden 100 dönüm hesabı yapılırken, sadece S. ile S. mirasçıları G. ve Ş. adına tespit edilen taşınmazlar dikkate alınmalıdır. Hal böyle olunca kuru toprakta davalı ve üst bayii Selim ile mirasçıları adına tespit edilen taşınmazlar toplamı 100 dönümü aşmadığı anlaşıldığından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yöntemince inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 25.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.