YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1035
KARAR NO : 2014/3806
KARAR TARİHİ : 03.04.2014
MAHKEMESİ : SERİK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2013
NUMARASI : 2009/91-2013/557
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, E. Köyü çalışma alanında bulunan, temyize konu,.ada 6 parsel sayılı 4.390,28 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı E.. İ.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar A.. İ.. ve E.. İ.. çekişme konusu taşınmazın kendi murisleri H. İ.’den intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak miras payları oranında tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar A.. İ.. ve E.. İ.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar miras nedeniyle elbirliği mülkiyeti şeklinde sürüdürülen zilyetlik nedeniyle miras payları oranında tapu iptali ve tescil istemi ile dava açmışlardır. Dosya kapsamına göre davacıların miras bırakanı H. İ. 2007 yılında vefat etmiştir. Davalı E.. İ.., Hüseyin mirasçılarından K. İ.n eşi olup, K. İ. dava tarihi itibariyle halen yaşadığından, davalı E.. İ.. miras bırakan H. İ.terekesine göre 3. kişi durumunda bulunduğu ve miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu anlaşılmaktadır. TMK’nın 701. maddesinde; “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti elbirliği mülkiyetidir” şeklinde tanımlanmıştır. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, hakları terekenin tamamını kapsamaktadır. Aynı Kanun’un 702. maddesinde topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği belirtilmiştir. Dava açmak da tasarrufi bir işlem olduğuna göre, mirasçılardan birisinin kendi payını ileri sürerek dava açması mümkün değildir. Başka bir anlatımla bir mirasçının elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bir taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi bulunmamaktadır. Mirasçılarından birisinin kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da dava açılmış sayılamayacağından, davaya diğer mirasçıların katılması (olurlarının alınması) veya TMK’nın 640. maddesi uyarınca miras ortaklığına temsilci tayin edilmek suretiyle davaya devam edilmesi mümkün değildir. Davacının böyle bir dava açma yetkisi bulunmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak işin esasına girilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,
03.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.