Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/10338 E. 2014/12748 K. 11.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10338
KARAR NO : 2014/12748
KARAR TARİHİ : 11.11.2014

MAHKEMESİ : TRABZON KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/10/2011
NUMARASI : 2006/3-2011/5

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden E.. Y.. vekili Avukat O… Ç… geldi. Aleyhine temyiz istenilen taraftan gelen olmadı. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “taşınmazın tespitinin malik hanesinin açık bırakılmak suretiyle yapıldığı, re’sen malik belirleme ilkesinin geçerli olduğu gözetildiğinde davacının keşif yapılmamasını isteme açıklamasının mahkemeyi bağlamayacağı, ileride haksız çıkacak taraftan karşılanmak suretiyle keşif ve diğer giderlerin mahkemece re’sen yapılması gerektiği, öte yandan tapu kayıt uygulamasına yönelik önceki bozma ilamının gereklerinin de yerine getirilmediği” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın davacı K.. Y.. adına tesciline karar verilmiş; hüküm; davalı E.. Y.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kural olarak bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar. Diğer yandan bozma dışında kalan yönler ise kesinleşir. Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; tarafların dayanağı olan tapu kayıtlarının ve mahkeme hükümlerinin uygulamasına ilişkin yerel bilirkişi sözleri soyut ve gerekçesiz uzman bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve eki harita da keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan vermediğinden yetersiz olduğu gibi mahkemenin gerekçesinde değindiği komşu parsel kayıt uygulaması dahi yetersizdir. O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle davacı tarafın dayanağı olan 22.11.1967 tarih 244 davalı tarafın dayanağı olan 17.8.1955 tarih 49 numaralı tapu kayıtlarının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritaları getirtilmeli, dayanılan kayıtların dava dışı başka taşınmazlara revizyon görüp görmediği sorulup saptanmalı, revizyon görmüş ise dava konusu taşınmaz ile revizyon gördüğü dava dışı taşınmazları ve bunlara komşu taşınmazları da bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı harita ile komşu parsel sayılı taşınmazlara ait onaylı tutanak örnekleri varsa dayanak kayıtları da getirtilmeli, daha sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı yansız, yerel ve uzman bilirkişi, tutanak bilirkişilerinin tümü, taraf tanıkları ile
taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, taşınmaz başında icra edilecek keşif sırasında tarafların dayandığı tapu kayıtları ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup hudutlar mahalli bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tesbiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, teknik bilirkişiye yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği hudutlar haritasında işaret ettirilmeli, dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan davaya konu edilen taşınmazın niteliği, intikali ve tasarrufu hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, dava konusu taşınmazın davacı ve davalı tarafın tutunduğu tapu kayıtlarından hangisinin kapsamında kaldığı duraksamasız belirlenmeli, önceki günlü bozma ilamlarında da açıklandığı gibi davacının tutunduğu tapu kaydının miktarı ile geçerli olduğu ve taşınmazı kapsamadığının belirlenmesi halinde taşınmazın davalılar adına tesciline dair hüküm oluşturulmalı, davacı dayanağı tapu kaydının taşınmaza uyduğunun belirlenmesi halinde ise hukuki değerini koruyup korumadığı tespit edilmeli, davalı tarafın tutunduğu tapu kaydının kapsamı konusunda Trabzon Asliye Hukuk Mahkemesinin 3.10.1966 gün,1965/530-1966/614 Esas ve Karar sayılı dosyasında K.. G… tarafından düzenlenen 24.7.1962 tarihli krokiden de yararlanılmalı, her iki kaydın çekişmeli taşınmazı kapsadığının anlaşılması halinde önceki tarihli, doğru temele dayanan ve hukuki değerini koruyan kayda değer verileceği gözetilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bozma gerekleri yerine getirilmeden karar verilmesi isabetsiz olup, davalı E.. Y.. vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 1.100,00 TL vekalet ücretinin aleyhine temyiz olunan taraftan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı E.. Y..’ya verilmesine,
peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 11.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.