Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/10220 E. 2014/8405 K. 16.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10220
KARAR NO : 2014/8405
KARAR TARİHİ : 16.06.2014

MAHKEMESİ : IĞDIR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2013
NUMARASI : 2010/185-2013/904

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda T.Köyü çalışma alanında bulunan. parsel sayılı 10.550,00 ve 6.500,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tarla niteliği ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı İ.. G.., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle taşınmazların adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların davacının babasından kaldığı, elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğu, davacının taşınmazların taksimle kendisine kaldığını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmadığı gibi yapılan inceleme ve araştırma da karar verilmeye yeterli değildir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre içinde kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak Hazineye karşı açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Duruşmada dinlenen davacı tanıkları taşınmazların davacının babasına ait iken ölümü ile kardeşleri arasında yapılan taksim ile davacıya kaldığını açık ve net olarak beyan etmişlerdir. Diğer bir anlatımla; dava miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak açılan ve mirasçılar arasında görülen bir dava olmayıp çözümlenmesi gereken husus çekişmeli taşınmazlar üzerinde Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının davacı lehine oluşup oluşmadığının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Ancak, komşu taşınmazlara ait tespit tutanak örnekleri ile varsa dayanağı kayıtlar getirtilmemiş, taşınmazlar başında yapılan keşifte yerel bilirkişiler dinlenmemiştir. Zirai bilirkişi tarafından verilen rapor taşınmazların niteliğini belirlemekten uzak olup, ekinde taşınmazları gösterir fotograflar da bulunmamaktadır. Eksik inceleme ve araştırma ile karar verilemez. O halde sağlıklı bir sonuca ulaşabilmek için mahkemece, öncelikle çekişmeli taşınmazlara komşu taşınmazların tespit tutanakları varsa dayanağı kayıtları ve kadastro sonucu oluşmuş tapu kayıtları Tapu Müdürlüğünden getirtilmeli, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler; davacının bildirmiş olduğu tanıklar huzuruyla keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından; çekişmeli taşınmazların öncesinin ne olduğu, kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldığı, öncesinin mera, yaylak gibi özel mülkiyete konu olamayacak ya da kaçak ve yitik kişilerden kalıp kanunlar uyarınca Hazineye intikal eden yerlerden olup olmadığı hususlarında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının beyanı alınmalı, komşu taşınmazların dayanağı olan kayıtların bulunması halinde keşifte yöntemince uygulanmalı, çekişmeli taşınmazlar yönünün ne olarak okudukları belirlenmeli, fen bilirkişisinden keşfi izlemeye elverişli rapor alınmalı, zirai bilirkişiden taşınmazların toprak yapısı, niteliği hususunda ayrıntılı, gerekçeli, taşınmazları gösterir renkli fotoğrafları içerir rapor alınmalı, toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek tespit tarihi olan 1973 yılı itibariyle davacı lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu 14. maddesinde öngörülen şartların davacı lehine oluşup oluşmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, eksik araştırma ve uygulamaya göre karar verilmesi isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 16.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.