YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10217
KARAR NO : 2014/9276
KARAR TARİHİ : 27.06.2014
MAHKEMESİ : KULU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2013
NUMARASI : 2009/507-2013/81
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu Zincirlikuyu-Torunlar Mahallesi çalışma alanında bulunan . ada . parsel nolu 1.596,74 metrekare yüzölçümlü taşınmaz 3402 sayılı Yasa’nın 18. maddesi uyarınca davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Zincirlikuyu Belediye Başkanlığından Encümen kararıyla satın alma ve eklemeli olarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda “davacının davasının kabulü ile davaya konu Kulu Z. Torunlar Mah..ada . parsel sayılı taşınmazın Hazine adına olan tapusunun iptali ile üzerindeki kargir ev ile müştemilatla birlikte Mustafa oğlu İ.. B.. adına tapuya tesciline” karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden ve özellikle noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen kayıt, belge, dosya ve ilamlardan; dava konusu . ada . parsel sayılı taşınmazın komşusu olan . ada.sayılı parsel hakkında Hazine adına tespite karşı üçüncü kişi H. K.nın eldeki davayla aynı hukuki nedenlere dayanarak açtığı tespite itiraz davası sonucunda “daha önceden açılan davaların reddedildiği, taşınmazın evveliyatının kadim mera ve genel harman yeri iken tahsisli mera haline geldiği, daha sonra belediye imar planı kapsamında kaldığı ve hukuki olarak mera niteliğini yitirmişse de mülkiyetinin belediyeye geçmediği ve arsa olarak da satılamayacağı” gerekçesiyle davanın reddine ve tespit gibi tescile” dair verilen Kulu Kadastro Mahkemesi’nin 12.10.2006 tarih ve 2005/17 Esas, 2006/6 Karar sayılı ilamının kesinleştiği ve bu dosyada söz edilen Kulu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 15.06.2000 tarih ve 1996/557 Esas, 2000/266 Karar sayılı dosyada, aynı kişi (H.K.) tarafından açılan tescil davasının yargılaması sonucunda aynı gerekçeyle davanın reddine karar verildiği ve bu dosyadaki fen bilirkişi raporunda .ada . sayılı tahsisli mera parselinden söz edildiği anlaşılmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki; mahkemece, .ada. sayılı parselin dayanağı dava dosyası gözetilerek usulüne uygun bir mera araştırması yapılmamıştır. Hal böyle olunca; dava konusu bölgeye ilişkin mera tahsis haritası ve dayanak belgeleri de getirtilmek suretiyle, komşu mahalle ve köylerden yöreyi iyi bilen taraflarla yakınlığı ve husumeti bulunmayan, olabildiğince yaşlı kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişiler ile aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıklarının tümü hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılarak yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazın öncesinin mera olup olmadığı, ne zamandan beri, kim ya da kimler tarafından, ne şekilde kullanıldığı hususları sorularak ayrıntılı beyanlarının alınması, komşu parsellerin dayanak tapu kayıtları ve tescil krokilerinin usulüne uygun olarak uygulanıp, çekişmeli taşınmazın ne olarak gösterildiğinin ortaya konulması, yukarıda değinilen dava dosyaları kapsamlarının içeriğinin gözetilmesi; beyanlar arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılması, mahkeme gözleminin zapta geçirilmesi; ayrıca 3 kişilik, ziraat mühendisi sıfatını haiz bilirkişi kurulundan dava konusu taşınmaz hakkında mera olup olmadığı, mera ile aralarında sabit ya da yapay sınır ya da eğim farkı bulunup bulunmadığı, mera ile ne şekilde ayrıldığı konusunda ayrıntılı rapor alınması, çekişmeli taşınmazın sınırlarını gösterir farklı açılardan çekilmiş fotoğrafların temin edilmesi ve yine 3 kişilik, harita mühendisi sıfatını haiz bilirkişilere mera tahsis haritası uygulattırılarak dava konusu taşınmazın bu harita kapsamında kalıp kalmadığının kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya konulması, ondan sonra toplanan ve toplanacak olan deliller çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden, kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.