YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1021
KARAR NO : 2014/3992
KARAR TARİHİ : 07.04.2014
MAHKEMESİ : MİLAS KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2013
NUMARASI : 2013/4-2013/20
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Kullanım kadastrosunun yapıldığı tarihte taşınmazı davacıların mı yoksa davalıların mı fiilen kullandıklarının ve kullanımın hangi tarihten beri sürdürüldüğünün yöntemince araştırılması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece dava konusu taşınmazın ikinci olarak davacılara satılmasının geçersiz olduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında “Kullanım kadastrosunun yapıldığı tarihte taşınmazı davacıların mı yoksa davalıların mı fiilen kullandıklarının ve kullanımın hangi tarihten beri sürdürüldüğünün yöntemince araştırılması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli muhtesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozmada işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Dava konusu taşınmazın kullanım kadastrosunun yapıldığı tarihte kimin zilyetliğinde olduğu ve zilyetliğin ne zamandan beri sürdürüldüğü belirlenmemiştir. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında; yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın hangi tarihten beri kimler tarafından neye istinaden ve ne şekilde zilyet edildiğine ilişkin maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, kullanım kadastrosunun yapıldığı tarihte taşınmazı davacıların mı yoksa davalıların mı fiilen kullandıkları kesin olarak belirlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, 07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.