YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10199
KARAR NO : 2014/12728
KARAR TARİHİ : 10.11.2014
MAHKEMESİ : GÖKÇEADA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2014
NUMARASI : 2013/113-2014/30
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu … çalışma alanında bulunan 390 ada 314 ve 543 parsel sayılı 1.981,10 ve 667,88 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kime ait olduğu bilinemediğinden Hazine adına, 390 ada 315 parsel sayılı 3.333,78 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı Y.. Z.. adına tespit ve 08.08.2000 tarihinde kesinleştirilerek tescil edilmiştir. Davacı İ.. G.. tescil ilamına dayanarak 11.11.2013 tarihinde tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı İ.. G.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kadastro Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca kadastro tespit günü itibariyle genel mahkemelerde derdest olan ve kesinleşmemiş dava dosyalarının Kadastro Mahkemesine devri zorunlu olup, aynı Yasa’nın 5. maddesi uyarınca da bu taşınmazlara ilişkin olarak düzenlenen tutanakların davalı olarak tanzim edilerek malik tespiti yapılmadan Kadastro Mahkemesine devri gerekir. Bu düzenlemelere aykırı olarak yapılan kesinleştirme işlemleri hukuken değer taşımaz ve tutanakların hukuken malik hanesi açık olarak kabul edilir. Kesinleşmeyen tutanaklarda ise Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre başlamayacağı gibi, bu taşınmazlara ilişkin olarak kadastrodan önceki sebebe dayanarak açılan davalarda görevli mahkeme de Kadastro Mahkemeleridir. Somut olayda; davacı, çekişmeli taşınmazların tespit günü itibariyle davalı olduğunu ve tutanakların kesinleşmediğini bildirmiştir. Dosya ekinde bulunan ve davacısı İ.. G.. olan Gökçeada Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1997/137 Esas ve 1999/26 Karar sayılı dava dosyasının 26.02.2001 tarihinde kesinleştiği, davacısı Y.. Z.. olan Gökçeada Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1997/81 Esas ve 1998/63 Karar sayılı dava dosyasının ise 20.05.1999 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Çekişmeli taşınmazların tespit tarihi de dikkate alındığında tespit günü itibariyle 1997/137 Esas ve 1999/26 Karar sayılı dava dosyasının henüz derdest olduğu, bu dava kapsamındaki taşınmazlar bakımından düzenlenen kadastro tutanaklarının hukuken kesinleşmediği ve bu taşınmazlara ilişkin olarak 10 yıllık hak düşürücü sürenin de başlamayacağı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; Gökçeada Asliye
Hukuk Mahkemesinin 1997/137 Esas ve 1999/26 Karar sayılı dava dosyası içerisindeki tescil krokisi mahalline uygulanıp kapsamı belirlenmeli, bu dava kapsamında kalan çekişmeli taşınmazlar yönünden kadastro tespitlerinin kesinleşmediği kabul edilerek görevsizlik kararı verilmeli ve dosya Kadastro Mahkemesine aktarılmalı, bu dava kapsamı dışında kalan taşınmazlar yönünden ise kesinleşme işlemlerinin usulüne uygun olduğu ve kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davada 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu anlaşıldığından davanın Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi gereğince reddine karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.